Archive

Archive for the ‘aktifinsan’ Category

Kelliğin Tedavisi İçin Şifalı Bitkiler

Kelliğin Tedavisi İçin Şifalı Bitkiler
Kellik Tanımı: Bütün başta ya da belli bir bölgede saç kaybıdır.Nedenleri: Akut ateşli hastalıklar sonrası, tiroid hastalığında, ikinci devre frengide veya veremde saç kaybı ve kellik olabilir, ancak hastalık geçtikten sonra genellikle saçlar yeniden çıkar. İleri yaşlarda görülen kellik ise kalıtımla ve hormon dengesiyle ilişkili olup, hadımlarda kellik görülmez. Alopecia areata denen durumda, başta kel alanlar belirip, bunların birleşmesiyle bütün baş kel kalır. Vakalann % 99′unda tedavi ile veya kendi halinde saç yeniden çıkar.
Öneriler: Bir litre suyun içine iyice dövülmüş iki çorba kaşığı akça ağaç (genç dallarının kabuklan) katılıp kaynatılmasının ardından süzülerek saç derisi bu su ile yıkanır.* İki avuç ince kıyılmış dul avrat otu kökü bir şişenin boğazına kadar doldurulur ve üzerine ağzına kadar badem yağı veya saf zeytinyağı eklenerek, ağzı sıkıca kapatıldıktan sonra şişe 2-3 hafta boyunca güneş görebileceği veya sıcak bir yerde bekletilir. Bu müddet sonunda şişenin içindeki yağ kırmızı bir renk aldıktan sonra temiz bir şişenin içine posasıda sıkılmak şartıyla bir tülbent yardımıyla süzülür. Günde iki kez, sabah ve akşam saç derisine sürülmek suretiyle kullanılır.* Havanda dövülerek lapa haline getirilmiş olan bir miktar sanmsak ile bademyağı ile karıştırılarak günde iki kez. sabah ve akşam tekrarlamak suretiyle saç derisine sürülür.* Bir litre suyun içine bir avuç kuru papatya katılıp kaynatılmasının ardından süzülerek elde edilen su ile günde üç kez saç derisi yıkanır.* Bir avuç kuru ekşi nar kabuğu havanda dövülerek toz haline getirildikten sonra bir miktar bademyağı ile kanştıniarak akşamlan yatarken saç derisine sürülüp, sabah kalkıldığında yıkanır.* Bir miktar meşe palamutu havanda dövülerek İyice ezildikten sonra üzerine bir miktar bademyağı katılarak saç derisine firiksiyon yapılarak sürülür.* Bir litre suyun içine ince kıyılmış bir avuç yapışkan otu katılıp kaynatılmasının ardından süzülerek elde edilen su ile günde üç kez saç derisi yıkanır.* Bir litre suyun içine ince kıyılmış bir avuç su teresi katılıp kaynatılmasının ardından süzülerek elde edilen su ile günde üç kez saç derisi yıkanır.* Birer silme yemek kaşığı tuz ile çöven iyice karıştırıldıktan sonra bu karışımı sulu lapa haline getirecek kadar sirke katılıp saç derisine firiksiyon yapılarak sürülür.* Yanm litre sirkenin içine bir çorba kaşığı ardıç katranı katılıp günde üç kez saç derisine firiksiyon yapılarak sürülür.* Bir adet iri bir soğan temizlendikten sonra mikserden geçirilip suyu çıkartıldıktan sonra bu suyu krem haline getirecek kadar süzme bal ile karıştırıp saç derisine sürülür.* Bir litre suyun içine ince kıyılmış bir çorba kaşığı sansabır ve iki çorba kaşığı kuru üzüm katılıp kaynatılmasının ardından süzülerek günde iki kez saç derisine sürülür.
Categories: aktifinsan

Öksürüğe karşı adaçayı

Öksürüğe karşı Adaçayı

Değerli okuyucu, kış mevsimine yavaş yavaş girmeye başladığımız şu günlerde okul çağındaki çocuklar sık sık farenjit veya bademcik iltihaplanması yaşamaktadırlar. Bademcik iltihabı veya farenjit şikâyetini yıllardır çeken birçok kişi tanıdım. Özellikle okul çağındaki çocuklar bademcik iltihaplanmasından dolayı günlerce yüksek ateşle yatmakta ve okullarından geri kalıyor. Bu durumlarda adaçayı ile yapılan gargara mükemmel bir yardımcıdır. Bademcik ve/veya boğaz iltihabının (farenjit) oluşumuna karşı da gerçek bir koruyucu ve önleyicidir. İlk günlerde gün boyu birkaç defa yapacağınız adaçayı gargarası sizi yeniden dünyaya gelmiş gibi hissettirir. Daha sonraki günlerde haftada birkaç defa bu gargarayı tekrarlamak sizi bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı koruyacak. Doğal bir antibiyotikLatince adının ilk kelimesi olan “salvia” korumak, korunmak ve muhafaza etmek anlamına geliyor. Adaçayının içerdiği salvin, carnosol asiti ve cirsimaritin antibiyotik özelliği olan etkin maddelerdir. Özellikle salvin ve carnosol asidi, bakterilerde RNA sentezini etkileyerek çoğalmalarını ve rejenerasyonlarını engeller. Adaçayında bulunan önemli bir eterik yağda, içerdiği cineol’dür. Cineol, öksürüğü engelleyici bir maddedir. Kısaca, adaçayı hem doğal bir antibiyotik hem de doğal bir öksürük engelleyicidir. Adaçayında bulunan doğal antibiyotik özellikli etkin maddeler suda çözünen maddelerdir. Suda çözünme özelliklerinden dolayı, alkolle tentürleri yapılmadan doğrudan sıcak suda demleyerek kullanma imkânı sağlar. Ağız gargaralarının çoğu bir miktar alkol kullanılarak hazırlanmak durumundadır. Çünkü, birçok bitkinin içerdiği doğal antibiyotik özelliği taşıyan etkin maddeler suda çözünmediklerinden, su ile hazırlanmaları durumunda etkili olamamaktadırlar. Adaçayının içerdiği doğal antibiyotik özellikli etkin maddeler suda çok kolay çözünme özelliği gösterdiklerinden, hem yetişkinler hem de çocuklar için, sıcak suda demleyip (kısık ateşte kaynatarak) gargara olarak hazırlanmasına imkân sağlar.DİkkatFarenjit ve bademcik problemi olanların sigara ve asitli içeceklerden (kola, soda, maden suyu gibi) özellikle uzak durmaları gerekir. Gargara uygularken bu tür içeceklerden uzak durulmasını öneririm. Bütün bunların paralelinde diş ve ağız temizliğine özen göstermek gerekir. Yemeklerden sonra mutlaka dişlerinizi fırçalayınız. Uygulamada belirtilen gargarayı mutlaka dişlerinizi fırçaladıktan sonra yapınız. Bu noktada, okul çağında çocukları olan anne ve babaların dikkatli olmaları gereken bir konuyu önemle vurgulamak istiyorum; Çocukluk döneminde boğaz iltihabı, boğaz ağrısı bazı ebeveynler tarafından pek fazla önemsenmeyen bir rahatsızlıktır. Basit bir durum gibi görünen boğaz iltihabının ciddi sonuçlar doğurabileceğini gözardı etmeyiniz. Mutlaka hekiminize danışınız.BİLİYOR MUYDUNUZ?Antik çağda ve sonraki yüzyıllarda sebze ve tahıl ekilen alanlara adaçayının yaprak ve sapları serpilirdi. Adaçayına parazitler, böcekler yaklaşamaz. O, bir parazit kovucudur (uzaklaştırıcıdır). Tarlalarda ekili mahsullerin aralarına serpilen adaçayının sap ve yaprakları zirai ilaç olarak kullanılmıştır.

GÜNÜN KÜRÜ:

Bademcik ve boğaz enfeksiyonlarına karşı da koruyucu

Yaklaşık bir su bardağı (150 ml) klorsuz suda dört-beş gram kurutulmuş adaçayı veya bir tatlı kaşığı taze adaçayı kısık ateşte on dakika demlenir. Günde iki-üç kez gargarası yapılır. Bademcik veya boğaz iltihabı olanların sabah kalktıklarında ağız kokuları olabilmektedir. Koku dişlerin fırçalanmasından sonra biraz hafifler, kahvaltıdan sonra da tamamen kaybolur. Çünkü gece boyu oluşan iltihap sabah kahvaltısı yapılırken, besinler ile sürüklenerek taşınır. Gün boyu herhangi bir ağız kokusu da çekmezler. Ancak, gece uykuya geçildiği zaman iltihap oluşumu tekrar başlar. Normalde adaçayı gargarasını hazırlayıp lavabodan eksik etmemeniz gerekir. Her gün ağız temizliğinin ardından bir defa adaçayı gargarasını yapmak ağızdaki bakterilere ve de ağız kokusuna karşı güçlü bir engelleyicidir. Hazırlanan bir bardak adaçayı gargarası 24 saat bozulmadan bekleyebilir. Hamileliğin ilk üç ayı çok önemlidir. Hekiminize danışmadan ilaç ve tanımadığınız bitkisel tedavi yöntemlerini kullanmayınız. Memleketimizde bitkisel ilaçların yan tesirinin olmadığı genel olarak yaygın bir görüştür. Bu görüş doğru değildir. Bilmediğiniz ve tanımadığınız bitkileri kullanmadan önce mutlaka bu konunun uzmanı olan kişi veya kuruluşlardan bilgi alınız. Adaçayı, memleketimizde son yıllarda sıkca tüketilmeye başlanmış bitkisel bir çaydır. Ancak hamileliğin ilk üç ayında adaçayının temkinli kullanılması gerekir. Eğer düşük tehlikesi söz konusu ise kesinlikle adaçayından uzak durulması gerekir. Çünkü, adaçayı yaprakları, düşük yapma riskini artıran dört tane madde içermektedir. Hamile olanların hekimlerine danışmadan, kendi başlarına ilaç almaları ve yine kendi başlarına bitkisel tedavi yöntemlerini seçmeleri yanlıştır. Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.

Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu Bitkilerle gelen sağlık

Categories: aktifinsan

BİTKİLERİN ŞİFA DİLİ

BİTKİLERİN ŞİFA DİLİ
Eskiler vazgeçemezler şifalı bitkilerden… Yenilerde merak eder eskiler gibi hangi bitki hangi hastalığa yarar die… İşte size şifalı bitkiler: İşte hastalıkta ve öncesinde devamlı kullanarak sağlıklı bir ömür sürebileceğiniz şifalı bitkiler
ADAÇAYI: Mide ve bağırsak gazlarını giderir. Mide bulantısını keser. Hazım sisteminin düzenli çalışmasını sağlar. Göğsü yumuşatır. Astım hastaları için yararlıdır.
AHUDUDU: Kanı temizler, vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Terletir ve idrar söktürür. Kabızlığı giderir. Vücuda dinçlik verir.
ANASON: Hazmı kolaylaştırır. İştahsızlığı ve yemeklere karşı duyulan tiksintiyi giderir. Mide ve bağırsak gazlarını söktürür. İdrarı arttırır. Öte yandan kusmayı ve ishali keser.
ASMA: Yaprakları ile yapılan ilaçlar kanamayı durdurur. Vücuda kuvvet verir. Sarılığı keser. İshali durdurur.
AVOKADO: Çok kalorili olmasına rağmen içerdiği Glutathion süper bir hücre koruyucusudur, çünkü en iyi antioksidanttır. Antioksidantlar hücrelerin yaşlanmasını yavaşlatırlar ve kanseri önlerler. Tüm meyveler arasında protein bakımından en zengin olanıdır. Bol miktarda E vitamini de içerir. Bu vitamin kalp ve deriyi koruyarak dolaşımı düzene sokar. Ayrıca potasyum ve B6 vitamini de içerir. Kadınlar açısından çok gereklidir.
AYRIKOTU: İdrar söktürür. Böbrek ve mesane taşlarının düşürülmesine yardımcı olur. Buralardaki iltihapları da giderir. İshal ve dizanteriye birebir; ayva
AYVA: İshal ve dizanteriyi keser. Mide ve bağırsakları kuvvetlendirir. İnce bağırsak iltihabını giderir. Kanı temizler. Çarpıntıyı dindirir.
BADEM: Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Böbrek, mesane ve tenasül yollarındaki iltihapları giderir. Baş ağrısı, karaciğer ve böbrek ağrılarını hafifletir.
BAKLA: İdrar yollarını temizler. Böbrek ağrılarını dindirir. Böbrek iltihaplarını giderir. Böbrek kum ve taşlarının düşürülmesine yardımcı olur.
BEZELYE: Taze ve donmuş olarak kullanılabilen bezelye B1, C vitaminleri, protein, lif ve folik asit içerir. Sinir sisteminde sorunları olanlara tavsiye edilir.
BİBER: Mideyi kuvvetlendirir. İştahı açar ve hazmı kolaylaştırır. Kanamaları önler.
BROKOLİ: Kansere karşı bizi koruyan ve ömrümüzü uzatan müthiş bir sebze. Çok miktarda kalsiyum içerdiği için kemik erimesine birebir. Mineral ve demir eksikliğini gideren brokoli, vitamin deposudur. Brokoli tutkunlarında ender olarak bağırsak ve akciğer kanseri görülür, kalp dolaşım hastalıklarına da pek fazla rastlanmaz. Kadınlarda göğüs kanserini önler.
BUĞDAY: Lifli gıdalar sağlıklı bir beslenmenin temelidir. Buğdayın dış kabuklarından elde edilen kepek de, genellikle mısır gevreği türü yiyeceklerle tüketilir. Kepekli buğday unundan yapılan kurabiye vb. bağırsakların düzenli çalışmasını sağlar ve kabızlığı önler. Buğday tanesinin özü olağanüstü besleyicidir. Vücudun özümsediği kalsiyum, demir ve çinko burada depolanır. Besin değeri, potansiyel olarak yulaf ve mısırdan daha yüksek olan buğday, bağırsak ve rektum kanserini önleyici faktörler içerir. Ama, yulaf ve mısıra kıyasla sindirimi biraz daha zordur. Verem ve şeker hastalığına karşı ceviz ağacı
CEVİZ AĞACI: Yaprakları ve kabuklarıyla hazırlanan ilaçlar kanı temizler, kansızlığı giderir. İshal ve dizanteriyi keser. Verem ve şeker hastalığında hem besleyici, hem de tedavi edicidir. Saç ve elleri boyamakta da kullanılır.
ÇAMFISTIĞI: Bronşit, verem, akciğer hastalıklarının çabuk iyileşmesine yardımcı olur. Ruhi çöküntüyü giderir. Kalp hastalıklarında da faydalıdır.
ÇEMEN: Balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir.
ÇİLEK: Körpe ve bol sulu çilekler sistemi temizliyor. Cilt sorunları olanlar için de iyi bir meyvedir. Böbrek, idrar yolları ve bağırsak sorunları için de birebirdir. Ayrıca diş etlerini güçlendiriyor, dişlerdeki tartarı önlüyor, ağız kokularını ve boğaz ağrılarını gideriyor. Çilekte yüksek oranda C vitamini bulunduğu gibi, yüksek tansiyon ve kolesterolü düşüren maddeler içeriyor. Mide ve bağırsak gazları için çörek otu
ÇÖREKOTU: İştah açar. Vücuda kuvvet ve dinçlik verir. Hazmı kolaylaştırır. Mide ve bağırsak gazlarını söker. Kolanacak olursa baş ağrısını keser.
DEFNE: Terletir, ateşi düşürür. Vücuda rahatlık verir. İdrar ve adet söktürür. İştah açar. Sinir ağrılarını dindirir.
DENİZ KADAYIFI: Solunum ve hazım sistemi nezlelerini giderir. Vücudu besleyici olarak da kullanılır.
DEVEDİKENİ: Ateş düşürür. Terletir ve vücuda rahatlık verir.
DOMATES: Kanserden koruyucu ve yaşlanmayı zihinsel ve bedensel olarak yavaşlatıcı bir sebze. C ve E vitaminleri içerir. Domates zengin bir potasyum kaynağıdır ve çok az miktarda tuz bulunur. Yüksek kan basıncını düşürmeye yardımcı olur ve vücudun su tutmasını engeller.
DUT: Beyaz dut yaprakları idrar söktürür. Vücutta biriken suyu boşaltır. Aç karnına yenen beyaz dut bağırsak solucanlarını söktürür.
EBEGÜMECİ: Göğsü yumuşatır. Öksürük keser. Mide bulantısı ve kusmaları önler. Ateşi düşürüp vücuda rahatlık verir. Boğaz ve bademcik iltihaplarını giderir. Dişeti hastalıklarını tedavi eder. Günde bir elma yiyen sağlıklı yaşıyor
ELMA: Günde bir elma yemek doktoru evinizden uzak tutar. İki elma yerseniz, kalp ve dolaşım sorunlarına karşı korunmuş olursunuz. Kolesterolü yok eder ve kabızlığı önler. Sindirimi kolaylaştırır. Kokusu rahatlatır ve kan basıncını düşürür. Artrit, romatizma ve gut hastalıklarına karşı da yararlıdır.
ENGİNAR: Kandaki üre ve kolesterolü düşürür. İdrar söktürür. Kandaki şeker miktarını ayarlar. Damar sertliği ve kalp hastalıklarını önler. Böbrekteki kumların dökülmesine yardımcı olur.
FESLEĞEN: Öksürüğü keser. Baş dönmesini durdurur. Arı sokmasında faydalıdır. Ağız yaralarını tedavi eder. Fesleğen kokusu, sivrisinek ve tahtakurusu gibi haşaratları kaçırır.
FINDIK: Bedeni ve zihni yorgunluğu giderir. Vücuda kuvvet verir. Nekahat devresinin çabuk geçmesini sağlar.
GELİNCİK: Nefes darlığı, astım ve bronşitte rahatlık verir. Kan tükürme ve kusmayı önler. Yanıkları iyileştirir.
GREYFURT: C vitamini bakımından çok zengindir. Yarım greyfurt günlük C vitamini ihtiyacının yüzde altmışını sağlar. Kolesterol oranını düşüren pektin maddesi bulunur. Kansere karşı koruyucu özellik taşır. İştah açar. Ağız ve boğaz iltihapları için bir tutam hatmi
HATMİ: Ağız, boğaz ve dişeti iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak iltihaplarını giderir.
HAVUÇ: Haftada beş kere yendiği takdirde Harvard’ın araştırmalarına göre kadınlarda kalp enfarktüsünü, felç tehlikesini yüzde 68 oranında azaltıyor. Günde iki havucun erkeklerde kandaki kolesterolü yüzde 10 oranında azalttığı görülmüştür. Hergün yenen bir havuç da akciğer kanseri tehlikesini yarıya indiriyor. Havuçtaki Beta-Karotin de gözleri yaşlılığın getirdiği görme zayıf- lığından koruyor ve bağışıklık sistemini kuvvetlendiriyor. Mide ve bağırsak kanamalarını önler, kansızlığı giderir, anne sütünü arttırır, yüz ve boyun kırışıklıklarını giderir, idrar ve bağırsak gazlarını söktürür, ülserdeki şikayetleri giderir.
ISIRGAN: Dıştan tatbik edildiği zaman iç organlarda biriken kanı çeker. Burun kanamalarını keser. Balgam söktürür.
ISPANAK: Kalp hastalıklarına, felce, yüksek tansiyona, yaşlılığın getirdiği göz hastalıklarına, kansere, hatta psişik ahatsızlıklara karşı da etkili bir sebze.
İNCİR: Bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.
KARANFİL: Mikropları öldürür. Ağrıları dindirir. Sinirleri uyarır. Hazmı kolaylaştırır. Koku giderir. İştah açar.
KEKİK: Bedeni kuvvetlendirir. Hazmı kolaylaştırır. Kalp çarpıntısını keser. Bağırsak iltihaplarını iyileştirir. Bağırsak solucanlarının düşürülmesine yardım eder. Kandaki şeker miktarını azaltır.
KINAKINA: Ateş düşürür. Sıtmayı tedavi eder. Tifoda faydalıdır. İştah açar. Cilt kaşıntılarında faydalıdır.
KİVİ: Bir kivide, bir portakalda olan C vitamininin iki katı vardır. Potasyum bakımından da zengindirler. Sindirimi kolaylaştırır ve kabızlığı önler.
KUŞBURNU: Çok yoğun vitamin zenginliği nedeniyle gözlerin dostudur. Vücuda dirilik sağlar. 100 gram kuşburnunda bir sandık portakala eşdeğer C vitamini vardır. İyi bir raşitizm ilacı, etkin bir kan temizleyicisidir. Güçlü bir kurt düşürücü ve bağırsak yumuşatıcısıdır. Mide kramplarına ve sindirim sistemi zorluklarına karşı faydalıdır. Romatizma ağrılarını gideriyor. Basur tedavisinde iyi sonuç veriyor. Kanserden korunmak için lahana tüketin
LAHANA: Kansere karşı etkili olduğu bilinen sebzelerin başında gelir. Bol miktarda B, C ve E vitamini, potasyum içerir. Özellikle meme ve rahim kanserine karşı etkilidir. Vücutta biriken zehirli maddelerin atılmasını sağlar. Kandaki şeker miktarını düşürür. Sarılık ve safra kesesi hastalıkları için iyidir. Astıma faydalıdır.
MAYDANOZ: Bir demir deposudur. Genellikle taze yenen maydanozda, kalsiyum, potasyum ve A vitamini vardır. Bir tutam maydanoz, günlük C vitamini ihtiyacının çoğunu karşılar. Böbrekleri çalıştırarak idrar getirir, kan şekerini normal seviyede tutar ve kansere karşı da koruyucudur.
MELEKOTU: Kan dolaşımını düzenler. Terletir. Kurutulmuş melekotu dövülüp başa sürülecek olursa bitleri öldürür. Astım nöbetlerine faydalıdır.
MEYANKÖKÜ: Grip, nezle, anjin ve nefes darlığına faydalıdır. Öksürük ve balgam söktürür. Yüksek tansiyonu düşürür.
MISIR: Yüzde 18.3 gibi yüksek oranda lif içeriyor. Mısırın içeriğindeki yüksek karbonhidrat, enerji seviyenizi yükseltir. İçinde protein, kalsiyum, demir, fosfor, A ve B2 vitaminleri bulunur. Adet sancısı için muz yiyin
MUZ: Folik asit, potasyum ve B6 vitamini bakımından son derece zengin bir meyvedir. Potasyum krampları önler. Adet sancılarını gidermeye birebirdir.
NAR: Vücudu kuvvetlendirir. İshali keser. Burun poliplerine faydalıdır. Şerit düşürür. Kalbi kuvvetlendirir. Mide, bağırsak hastalığı olanlar, küçük çocuklar ve hamileler fazla kullanmamalıdır.
NOHUT: Vücudu kuvvetlendirir. Anne sütünü arttırır.
ÖKSEOTU: Kalbin atışlarını arttırır. Damar kireçlenmelerinde faydalıdır. Sara ve akciğer kanamalarında kullanılır.
PATATES: Kızarmış yemezseniz kilo aldırmaz. Sindirimi kolaylaştırır, kabızlığı
Categories: aktifinsan

ADAÇAYI

ADAÇAYI:

Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir.

Categories: aktifinsan

DOĞAL CİLT MASKESİ

DOĞAL CİLT MASKESİ

Değerli okuyucu, doğal bir ürünün belli bir kısmını çöpe atıyor isek, onun hakkında bilgi sahibi veya ilim sahibi olmadığımızdandır. Doğa kesinlikle çöp üretmez. Örneğin, elmanın veya portakalın kabukları çöp değildir. Elma kabukları üzerine yapmış olduğum araştırmalarımın ardından hiç beklemediğim bir sonuçla karşılaştım. Elmanın cildi mükemmel bir şekilde besleyecek, tazelik ve parlaklık kazandıracak etkin maddelere sahip olduğunu gördüm. Dirençli kılıyor Kozmetikle ilgili çalışmalar pek fazla üzerinde durmadığım ve zaman ayırmadığım konulardır. Bir deri hastalığı üzerine kırmızı elma kabuklarının etkili olabileceğini araştırmaya başlamıştım. Çünkü elmanın içeriğinde bulunan bazı etkin madde gruplarının, örneğin, digalactosyl-diglycerid’in, bir deri hastalığına karşı etkili olduğunu biliyordum. Bazı meyve kabuklarında kimyasal adı farnesen olan bir etken madde vardır. Farnesen maddesinin çok iyi tanımlanmış alpha-farnesen ve beta-farnesen olmak üzere iki adet izomeri bulunur. Koklandığında, özellikle yeşil elmaya özgü kokuyu veren bu etken maddedir. Kabuğunda farnesen bulunan meyvelerin kabukları zarar gördüğünde, açığa çıkan farnesen havanın oksijeni ile temas ederek zarar gören bölgenin kararmasına (koyu kahve rengi) neden olur. Sonuçta meyve zedelendiği bölgeden çürümeye başlar. Farnesen maddesi, bulunduğu meyvenin kabuğunu (cildini) dirençli kılan bir maddedir. Araştırmalarımın sonunda kırmızı elma kabuklarının içeriğindeki etkin madde gruplarının tek başına etkili olamayacağını gördüm. Etkili olabilmesi için beraberinde farklı bir promotorla (işlev artırıcı) kullanılması gerekiyordu. Canlandırıcı etki Bu yolda araştırmaya devam ederken sırada kayısı vardı. Kırmızı elma kabukları ile kalın soyulmuş kayısı karışımının cilde tazelik, canlılık kazandıran mükemmel bir maske oluşturduğunu fark ettim. Ne var ki, kırmızı elma kabuklarıyla beraber kayısı uygulaması araştırdığım deri hastalığına çözüm getirmemişti ama yan sonuç olarak cilt tazeliği, cilt canlılığı ve cildin güzel görünümü için uygulanabilecek başarılı bir yüz maskesi ortaya çıkmıştı. Bugün, hem kadınların hem de erkeklerin kolayca uygulayabilecekleri elma-kayısı cilt maskesini “Günün Küründe” açıklıyorum. Tüm okuyucularımın Kurban Bayramı’nı kutlar, sağlıklarının daim olmasını dilerim.
Elma ve kayısı birlikteliğiNe elmanın ne de portakalın kabukları çöpe atılmayı hak ediyor. Portakalın kabuklarından reçel yapabilirsiniz. Hiçbir şey yapamazsanız, bu kış meyvesinin kabuklarını çöpe atmadan önce, evinizdeki ocağın veya sobanızın veya da sıcak kalorifer radyatörünün üzerine koyarsanız, tüm evinizi kaplayan hoş kokuyu hissedebilirsiniz. Yıllar önce elma üzerinde araştırmalarıma başlamıştım. Elma kabuklarındaki cilde parlaklık ve tazelik kazandıracak etkin maddelerinden nasıl faydalanabilirdik? Elma kabuklarını bu amaçla tek başına kullanmak yeterli değildi. İçerdiği bu faydalı etkin maddelerin cildimize uygulandığında etkili olabilmeleri için, ikinci bir promotora ihtiyaç vardı. Yaptığım çalışma sonucunda, en uygun promotorun kayısı olduğunu buldum.
GÜNÜN KÜRÜ
Kırmızı elma ve kayısıyla yüz maskesi.
Bu maske için kullanacağınız malzemeler: 1 adet sert, ekşi olmayan orta boy kırmızı elma ve 4 adet sert kayısıdır. Bir adet orta boy kırmızı elmanın kabuğu ince olarak soyulur. Maske için kullanılacak olan kırmızı elmanın ince soyulmuş kabuklarıdır. 4 adet sert kayısı (yumuşak olmayan) her biri yaklaşık 1.5 cm kalınlığında soyun (kabukları ile beraber). Kayısının çekirdeğinin etrafında bulunan yumuşak plazenta kısmı kullanılmamalıdır. İnce olarak soyulmuş kırmızı elma kabuğu ile kalın etli (1.5 cm) soyulmuş 4 adet kayısı beraber küçük bir kapta ve çok az su ilave ederek hafif ateşte 5 dakika lapa haline getirin. Lapa haline getirirken çatal yardımıyla da iyice ezin. 5 dakikalık lapa yapma süresinde karışıma az az su ilave ederek kıvamı koruyun, çatal veya kaşık yardımıyla iyice ezerek homojen hale getirin. 5 dakika tamamlanınca ılımasını bekleyin. Ilıyınca iki parmak yardımıyla alnınıza, burun ve yüzünüze çok hafif bir şekilde fazla bastırmadan yedirerek sürün. En az 20 en fazla 30 dakika bekletin. Daha sonra sadece suyla yıkayın ve havlu ile kurulayın. Bu işlem haftada bir kez uygulanır. Ayda üç defadan fazla uygulamayın.
Dikkat: Buradaki bilgilerin herhangi bir hastalığı teşhis amacı kesinlikle yoktur. Bir rahatsızlığınız var ise, mutlaka bir hekime danışınız.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu.Bitkilerle gelen sağlık
Categories: aktifinsan

DOMATES KALBİN DOSTU

DOMATES KALBİN DOSTU
Değerli okuyucu, toplumda yerleşmiş olan yanlış bilgiyi düzeltmek oldukça zordur. Kime sorsanız, “gözlere hangi sebze iyi gelir” diye, alacağınız cevap havuçtur. Halbuki bu yanlıştır. Domatesin gözlerimiz üzerindeki olumlu etkileri havuçtan çok daha güçlüdür. Domates bir yaz sebzesi olup, yaz mevsiminde tüketilmelidir. Genel bir kural olmamakla beraber her sebze ve meyve mevsiminde tüketilmelidir. İnsan vücudu (metabolizması) mevsimlere bağlı olarak farklı çalışır. Kaldı ki, tüm canlıların metabolizmaları gece ve gündüze bağlı olarak dahi farklı çalışır. Domatesin en güçlü olduğu özellikleri,*Antioksidan*Kalp büyümesine karşı önleyici*Kalbin dıştan yağlanmasına karşı hem koruyucu hem de yok edici*Makula dejenerasyonuna karşı önleyici ve koruyucu olması* Makula dejenerasyonu başlangıç aşamasında ise, tedavi edici* İyi huylu prostat büyümesine bağlı idrar yapma zorluğuna karşı*Yüksek göz tansiyonun düşürülmesinde olumlu etkisi vardır *Kolestrolün düşürülmesinde ve dengelenmesinde yardımcıDomatesin bu saydığım özelliklerinden istifade edebilmek için, doğal tohumundan yetiştirilmiş olma şartı vardır. Eğer satın aldığınız domates ebter (kısır) tohumdan elde edilmiş ise, yukarıda belirtmiş olduğum özelliklerinden istifade edemiyorsunuz demektir. Bazen size sunulan domatesin “arılı domates” olduğunu da söyleyebilirler. Ve hatta organik domates diye de savunabilirler. Adı ister “arılı” isterse de “organik” olsun; Tohumu ebter (kısır) tohum ise değişen bir şey olmayacaktır. Yukarıda belirtmiş olduğum özelliklerinden faydalanamıyorsunuz demektir. Hangi sebze veya tahıl olursa olsun, tohumu ebter (kısır) ise, onun hastalıklara karşı önleyici ve koruyucu gücünden yeterli düzeyde istifade edemeyeceksiniz demektir. Tüketeceğiniz sebze ve tahılın veya da bakliyatın ebter tohumlu olmaması gerekir. Tıpta, henüz kalp büyümesine karşı etkili bir ilaç tedavisi geliştirilememiştir. Özellikle, ağır yük taşıma işinde çalışanların veya ağır spor yapanların (örneğin, halter kaldırma gibi) veya da yüksek tansiyon hastalarının, haftada iki-üç defa, yemeklerden yarım saat önce, bir çay bardağı taze sıkılmış domates suyu içmeleri, onları kalp büyümesine karşı dirençli kılacaktır. Kullanılacak domatesin mutlaka hormonsuz ve doğal tohumdan üretilmiş olması şartı vardır. Antremanlarına başlayacak olan sporcuların, aynı gün sabah kahvaltısında bir bardak domates suyu içmeleri halinde, domatesin kalp büyümesini önleyici ve durdurucu etkisinden mükemmel bir şekilde faydalanabilirler .Kalp büyümesindeki bir sorun da, büyüme sırasında kalbin kas kütlesinin artmasına karşın, kalbin kendini besleyen damar yapısının aynı kalmasıdır. Böylelikle her bir kas kütlesine düşen damar miktarı göreceli olarak azalmış olacaktır. Bu da kalp kasının beslenmesini bozacak ve yeterli beslenemeyen kalp kası hasara uğrayacaktır. İşte, böyle bir hasara karşı haftada üç-dört kez içilecek bir çay bardağı taze sıkılımış domates suyu mükemmel bir önleyicidir.Domates veya brokoli kürleri iyi huylu prostat büyümesinin neden olduğu idrar yapma zorluğuna karşı mükemmel birer çözüm getirmektedirler. Domates, bazı insanlar için alerjendir. Eğer domatese karşı alerjiniz var ise, bu taktirde brokoli kürünü önermekteyim. Egzama hastaları dİkkat!Egzama şikayeti olanların domates tükemine karşı ölçülü olmalarını öneririm. Özellikle çiğ domates tüketiminde ölçülü olmaları gerekir. Domates, içerdiği bazı etkin maddeler bakımından egzamayı azdıran bir sebzedir.
GÜNÜN KÜRÜ
Kür 1: Kalp büyümesine ve de iyi huylu prostat büyümesi şikâyetlerine karşı Kalp büyümesine ve iyi huylu prostat büyümesinin (benigne prostate hyperplazy) neden olduğu idrar yapma zorluğuna karşı aynı kür uygulanır. Burada dikkat edilecek en önemli nokta, satın alınan domateslerin, ebter (kısır) tohumdan üretilmemiş ve de hormonsuz olanlarının kullanılmasıdır. Bir ay boyunca her gün akşam yatağa gitmeden bir saat önce bir bardak taze sıkılmış domates suyu içilir. Bu en önemli bir aylık start (başlangıç) kürüdür. Bir aydan sonra haftada iki veya üç defa uygulamaya devam edilir.
Kür 2: Kalbin dıştan yağ bağlamasına karşıEğer, kalp yağlanması (dıştan) söz konusu ise, aşağıdaki formüle göre taze sıkılmış domates suyu kürü uygulanır;3x7U+3ABu formülün açılımı şöyledir; üç defa yedi gün taze sıkılmış domates suyu içilir ve her yedi gün tamamlandığında üç gün ara verilir. Toplam yirmi bir gün içilir, üçer günlük aralar hariçtir.Her iki ayda bir kez kalp yağlanması ortadan kalkana kadar, yukarıdaki formüle göre kür tekrar edilir. Kullanılan domateslerin, ebter (kısır) tohumdan üretilmemiş ve hormonsuz olma şartı vardır.
SORU – CEVAP
Soru: Sayın hocam, söylediğiniz gibi kültür lahanası ile zayıflama kürü yaptım, sonuç alamadım. Tarla lahanası ile uyguladığımda zayıflamaya başladım. Ve aynı zamanda ter yoluyla da belirgin bir şekilde toksin atıyorum. Bu iki lahana arasındaki fark nedir?
Cevap: Tarlada veya açık alanda yetiştirilen lahanalar renk olarak da farklıdır. Tarla lahanası yeşil-sarı renklidir ve iridir. Özellikle, içerdiği etkin maddeler bakımından çok farklıdır. Örneğin, kültür lahanasında u-vitamini yok denecek kadar azdır. Mide ve kolon (bağırsak) kanserine karşı u-vitamini güçlü bir önleyici ve koruyucudur. Toksin atıcı, hormon dengeleyici, antioksidan ve biyotransformasyon mekanizmasını harekete geçiren güç açık alanda (tarlada) yetişen lahanada vardır. Sağlığınız daim olsun.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu Bitkilerle gelen sağlık
Categories: aktifinsan

MAYDANOZ:

MAYDANOZ:

Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor…

Categories: aktifinsan

SOĞAN:
Çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır.
ÖZELLİKLERİ:
♦ Soğanın hem yeşil yapraklan ve hem de baş kısmı gıda maddesi olarak kullanılır, fakat kötü ko­kuludur.
Hadisi Şeriflerde soğan ve sarımsağa “habis” denilmiştir. Zira haram ve pis olan şeylere “habis” denildiği gibi, tadı ve kokusu kötü olan şey­lere de “habis” denilir. Soğan, sarımsak ve pırasa bunlardandır.
Nitekim Peygamber AleyhisSelâm
♦ “Her kim şu kötü kokulu (habis) bitkiden (sarımsaktan) yerse, ağzının kokusu gidinceye ka­dar, mescidimize gelmesin!” buyurmuştur.
♦ Hz. Ömer (r.a.) de, uzunca bir hutbesinde
♦ “… Ey insanlar! Sizler bugün şu iki kötü kokulu sebzeyi (soğan ve sarımsağı) yiyorsunuz! Halbuki ben, Peygamber AleyhisSelâm zamanında, ağzında bunların kokusu duyulan kimsenin elinden tutulup;1 Bakî mevkiine kadar şehirden dışarı çıkarıldığını gördüm. Her kim bunları yiyecek olursa, pişirerek kokusunu gidersin!” demiştir.
* Soğanın mizacı, sıcak ve rutubetlidir.
FAYDALARI:
* Soğan, yolculuk sırasındaki su değişikliğine karşı faydalıdır. Zehirli maddelerin kokusunu gide­rir. İştahı açar, mideyi kuvvetlendirir, cinsel istek ve arzuyu tahrik eder. Meniyi artırır, cildi güzelleştirir, balgamı keser ve mideyi temizler.
* Soğan tohumu ciltteki alaca hastalığını giderir.
* Saçkıran hastalığı olan yerin etrafı soğan tohu­mu tozu ile iyice ovuşturulursa, gerçekten faydalı olur.
* Soğan tohumu tozu, tuz ile karıştırılıp siğiller üzerine sürülürse, siğilleri giderir.* Müshil ilacı içen kimse, soğan kokladıgı za­man, kusmayı ve midedeki bulantıyı önler ve ilacın kokusunu giderir.
* Soğan suyu buruna çekildiği zaman burun mec­rasını temizler.
* Ağır işitme, kulak çınlaması, kulak iltihabı ve kulakta meydana gelen su toplanmasına karşı soğan suyu damlatılır.
* Soğan suyu göze sürme gibi çekildiğinde, göze inen (gözde toplanan) suya karşı faydalıdır.
* Soğan tohumu tozu ile bal karıştırılarak macun yapılır ve gözde meydana gelen beyaz perde hastalığı için sürme gibi göze çekilir.* Pişirilmiş soğanın gıda değeri daha yüksek­tir.Sarılık, öksürük, nefes darlığı hastalıkları için pişirilmiş soğan gayet faydalıdır. İdrarı artırır, tabi­atı yumuşatır.
* Kuduz olmayan köpeğin ısırdığı yere soğan su­yu, tuz ve sedef otu ile macun yapılıp sürülürse, ga­yet faydalıdır.* Soğan; devamlı yenildiği zaman, basur memele­rinin ağzını açar.
* Soğan, et ile beraber yenirse, etin yağının tesi­rini giderir. Nitekim Hz. Muâviye de, kendisini zi­yarete gelen bir heyete verdiği ziyafette, sofraya so­ğan da getirtmiş ve* “Soğandan yiyiniz! Zira bir kimse yabancı bir yerde soğan yerse, oranın suyu o kimseye zarar vermez” demiştir
Uyarı:
Çiğ soğan yemek, yarım baş ağrısı yapar. Başa ağırlık verir, şişkinlik ve gaz yapar. Gözü karartır. Çok yenilmesi unutkanlık meydana getirir, ağız ko­kusunu değiştirir, kötü kokusu arkadaşlarına ve ko­ruyucu meleklere eziyet verir.
* Pişirilerek yenilmesi bu zararlardan bir kısmını giderir.
Categories: aktifinsan

Kuru soğanın ağrı kesici gücü

Kuru soğanın ağrı kesici gücü
Değerli okuyucu, kuru soğan üzerine olan ilk çalışmalarıma seksenli yılların ortalarında başlamıştım. Aynı zamanda sarımsak ve pırasayı da inceliyordum. Çünkü üçü de aynı familyadandır.Topraktan henüz çıkmaya başlamış, bu üç bitkinin taze filizlerini kopartıp tadına baktığınızda damak tatları birbirinin aynıdır. Onları birbirlerinden ayırt etmek zordur. Ancak, bir-iki haftadan itibaren morfolojileri, kimyaları ve tatları giderek belirgin şekilde farklılaşır. Her üçünde de antibakteriyel (antibiyotik) ve ağrı kesici (analjezik) özelliği olan etkin maddeler bulunmaktadır. Yetişkin dönemlerine gelindiğinde doğal antibiyotik güç, sarımsakta en fazladır. Soğanda bu güç orta derecede bulunurken, pırasada bu ölçü en minimum düzeyde kalır. Yetişkin soğanın ağrı kesici gücü ise maksimum düzeye çıkar. İleri tarihlerde sarımsak ve pırasanın içeriğinde saklı olan etkin özelliklerini ayrı başlıklar altında sizlere tanıtmaya çalışacağım. Çünkü, aynı aileye (familya) ait bu üç sebze yetişkin evrelerinde kür olarak uygulandıklarında birbirlerinden tamamen farklı hastalıklara karşı potansiyel bir güç oluşturabilmektedirler. Pırasa, böbrekte oluşan litogen yapıya karşı etkili olurken, sarımsak ise vücudun bazı bölgelerinde oluşan plaklara karşı etkin rol oynayabilmektedir. Bu kısa girişten sonra bugünkü, sebzemize tekrar geri dönelim.Onu doğrarken gözyaşlarını tutmak ne mümkün… Gözlerden yaş gelmesine sebep olan yapısında kükürt bulunan propanthial-S-oksit maddesidir. Eğer soğanı doğrarken gözyaşı dökmek istemiyorsanız, ağzınıza bir lokma ekmek alıp çiğneyerek doğrayınız.
KADINLAR İÇİN: Zaman zaman geçmişte araştırdığım bir bitkiye tekrar tekrar geri döner, yeni elde ettiğim deneyimlerimin ışığında onu tekrar araştırmaya başlarım. Kuru soğanın rahim ve yumurtalıklar üzerinde nedenli etkili olabildiğini fark ettim. Onu, 2009’un bitkisi olarak tanıtmayı düşünüyordum ki, yaşlılığa bağlı eklem kireçlenmesini ortadan kaldırıcı bitkiyi keşfettim. Bu nedenle 2008’in son aylarında kuru soğanın bu potansiyel gücünü erken açıklamayı daha uygun buldum.Kuru soğan, Polikistik Over Sendromu (PCOS) yaşayan kadınların imdadına yetişen mükemmel bir destekleyici ve yardımcı tedavi imkânı sunmaktadır. Erken menopoza giren kadınların da imdadına yetişebilmektedir. Küçük ve orta çaplı miyomu olan kadınlar da kuru soğan küründen istifade edebilirler. Polikistik over şikâyeti olanlar, büyük bir olasılıkla kürü uygulamaya başladıktan bir-iki gün sonra beyaz-sarı renkte bolca akıntı yaşamaya başlayabilirler. Uzun zamandan beri âdet (regl) görmüyorlar ise, âdet görmeye başlayabilirler. Aynı şekilde menopoza yeni girmiş kadınlar da tekrar düzenli adet görmeye başlayabilir. Rahim duvarı incelmesi olan kadınların rahim duvarlarının kalınlaşmasında da etkilidir. Kuru soğan sanki, kadınların rahim ve yumurtalıkları için yaratılmış bir sebze…Endometrioma, rahimin içini döşeyen zar tabakasının yumurtalıklarda bulunması ve her adet döneminde kanayarak kistik yapı oluşturmasına denir. Bu kistin içi, kahverengi kıvamlı sıvı ile doludur bu nedenle çikolata kisti de denir. Hastalar hekimlerine kısırlık, sancılı veya ağrılı adet görme, ilişki esnasında ağrı görme şikâyeti ile başvururlar. Başlangıç evresinde olan endometrioma tedavisinde de oldukça güçlü bir yardımcı tedavi imkânı sunar.
ERKEKLER İÇİN: Yıllar önce kuru soğanı araştırırken prostatite (prostat içi iltihaplanma) bağlı ağrı çeken erkeklerin imdadına yetişebileceğini bulmuştum. Prostatite bağlı ağrı çeken bazı hastalar için uygun bir ağrı kesici bulmak da çok zordur. Bilinen hiçbir ağrı kesici onlara derman olmaz. Almanya’da “Medizin Forum-Prostatitis” sitesine yazı yazan bir prostatit hastası, prostatite bağlı sürekli ağrı çektiğini ve bu durumun kendisini intiharın eşiğine getirdiğini yazmıştı. Bu hastaya soğan kürünü uygulamasını önermiştim. Aradan birkaç gün geçtikten sonra nasıl teşekkür ettiğini hâlâ unutamam.
GÜNÜN KÜRÜ -1: ‘Polykistik over’e, erken menopoza ve miyomlara karşıİki bardak klorsuz suyu (yaklaşık 250-300 ml) kaynatınız. Orta boy yemeklik kuru soğanın en dış açık kahverengi ince kabuğunu soyduktan sonra dörde veya altıya bölüp kaynamakta olan suyun içerisine atınız. Ağzı kapalı olarak beş dakika kaynattıktan sonra ocaktan indirip ılımaya bırakınız. Ilıyınca, süzülür ve ılık olarak bir su bardağı öğle yemeğinden on dakika önce içilir. Aynı şekilde akşam yemeğinden önce tekrar taze olarak hazırlanıp on dakika önce içilir. Bu küre onbeş gün devam edilir ve kür sonlandırılır. Dikkat: Kırmızı veya mor soğan amaca uygun değildir. Uygulanacak olan soğan kürünün taze hazırlanması ve ılık olarak içilmesi şarttır. Soğuk olarak veya beklemiş haşlama suyu içilmemelidir.
GÜNÜN KÜRÜ -2: ‘Prostatit’e bağlı şiddetli ağrılara karşıBir hafta boyunca her gün iki öğün, sabah ve akşam ikişer adet orta boy kuru soğan preslenip yarım dilim ekmekle beraber tüketilir. Presleme esnasında çıkan soğanın suyunu ziyan etmeyiniz ve de kesinlikle tuzlamayınız. Soğanı presleme imkânı bulamıyorsanız, ağızda uzun uzun çiğneyerek beraberinde yarım dilim ekmekle beraber tüketebilirsiniz. Katı meyve sıkacakları, soğan suyunu çıkarmak için de mükemmel bir çözümdür. Kuru soğanın suda veya ateşte pişirilmeden çiğ olarak tüketilmesi gerekir.
Prof.Dr. İbrahim Adnan Saraçoğlu Bitkilerle gelen sağlık
Categories: aktifinsan

ÖKSÜRÜK

ÖKSÜRÜK

Çoğunlukla, göğüs, boğaz veya karın boşluğunda meydana gelen bir rahatsızlığın belirtisi olarak ortaya çıkan öksürüktür.
3 grupta toplanır. – Kuru öksürük Nezle, boğaz iltihabı, bademcik iltihabı, fazla sigara içmek, sindirim bozuklukları, gastrit, ishal, kabızlık, bağırsak solucanları, kalp hastalıkları ve ses tellerinin hastalanmasından kaynaklanan öksürükler balgamsızdır, yani kuru öksürüktür. – Nöbet şeklinde gelen öksürükBu çeşit öksürük, boğmaca veya ciğer şişmesi; gırtlak veya hava borusunun tahriş olması, veya astımdan kaynaklanır. Bu çeşit öksürükte pek az balgam görülür. – Balgamlı öksürük Bu çeşit öksürük, sık sık tekrarlar. Hastada hırıltı vardır. Balgam çıkarır ve nefesini dışarı vermekte zorluk çeker. Balgamlı öksürük; Bronşit, astım, sinüs iltihabı, müzmin sinüzit, kalp hastalıkları veya tüberküloz’un bir işareti olabilir. öksürük, nasıl olursa olsun, ihmal edilmemesi ve mutlaka tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır

ŞİFALI BİTKİLERLE TEDAVİ:

Andız otu kökü ezilip balla karıştırılarak yenirse öksürüğü dindirir, balgamı söker.

Ardıç taze meyvelerinin ezilmesi ile elde edilen şurup öksürüğe çok iyi gelir.

Böğürtlen yaprakları içeriği oluşmadan toplanıp gölgelikte demetler halinde kurutulur ve bundan yapılan şurup kanı temizler, öksürüğe, iyi gelir.

Ebegümeci göğsü yumuşatır. Öksürük kesici olduğundan bronşite ve nezleye iyi gelir. Bulantı ve kusmalara karşı da yararlıdır.

Gelincik çiçeklerinden yapılan şurup, ağrıları dindirici ilaç olarak kullanıldığı gibi öksürüğe ve öksürük gıcığına etkilidir.

Ihlamur çayı kronik öksürüğü keser. Ter ve balgam söktürücüdür.


Kenevir çayı balla tadlandırılıp içilirse, öksürük boğmaca ve ses kısılmasına iyi gelir.

Kırmızı yaban mersini yapraklarından yapılan şurup öksürüğe etkili olur.

Meşe ağacı kabuklarından yapılan çay kanlı öksürük ve kan kusmaya çok iyi gelir.

Meyan kökü şurubu öksürüğe iyi gelir.Yaban eriği ezilerek şekerle pişirilirse öksürüğü yok eder.

Gülhatmi, balgam söktürür. Vücuda rahatlık verir. Nezle ve öksürükten kaynaklanan şikayetleri giderir. Boğaz, bademcik ve diş eti iltihaplarında kullanılır. Barsak iltihaplarında etkilidir.

İncir, bağırsakları yumuşatır. Kabızlığı giderir. Bronşit, öksürük ve boğaz ağrılarında faydalıdır. Enerji verir.


http://www.medikalsozluk.com/
cocuk/oksuruk.asp

http://www.ilahi-tr.org/alternatif-tip/671-sifali-bitkiler-oksuruk-icin.html

Categories: aktifinsan