Archive

Archive for the ‘diyet’ Category

Karın bölgesi neden yağlanır?

Yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği yağlı karnın sebebi.

Son dönemlerde göbek bölgesi yağlanmalarının önemli bir sorun haline geldiği, nedenleri arasında ise yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği bulunduğu belirtildi.

Kalça basen bölgesi yağlanmaları da sorun
Diyet Uzmanı Oya Yüksek, son dönemlerde göbek bölgesi yağlanmalarının önemli bir sorun haline geldiğini belirterek “Nedenleri arasında yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği bulunuyor” dedi.

Memorial Tıp Merkezi Diyet Uzmanı Oya Yüksek yaptığı açıklamada, son dönemlerde görülen göbek bölgesi yağlanmalarının kalça-basen bölgesi yağlanmalarından daha büyük bir sorun haline geldiğini belirtti. Dyt. Yüksek, lokal yani bölgesel olarak tabir edilen bu tür yağlanmaların zayıf kadınlarda dahi görülebildiğine dikkati çekerek “Nedenleri arasında ise yüksek şekerli yiyecek alımının fazla olması, hareketsizlik ve insülin dengesizliği geliyor” dedi.

Yüksek karbonhidratta tetikliyor
Kandaki şekeri kontrol eden bu hormonun kandaki seviyesinin oldukça önemli olduğunu belirten Dyt. Yüksek, “İnsülin metabolizması bozulduğu zaman kan şekeri seviyelerinde ve bununla birlikte diğer kan değerlerinde bozulmalar ve özellikle bel-karın bölgesinde yağlanmalar oluşur. Bununla birlikte alınan yüksek karbonhidrat da bu rahatsızlığı tetikler” diye konuştu.

Korunmak için diyet şart!
Karın bölgesindeki yağlardan korunmak ve kurtulmak için diyet ve egzersizin önemine dikkati çeken Dyt. Oya Yüksek, “Yüksek karbonhidrat yerine daha düzenli dağılmış öğünler tercih edilebilir. Karbonhidrat alımında ise karışık karbonhidrat diye tanımlanan esmer tahıl ürünleri tüketilebilir” dedi. Dyt. Yüksek ayrıca salata ve yemeklerde zeytinyağı veya kanola yağı kullanılabileceğini ve öğün aralarında fındık ya da cevizin de tüketilebileceğini sözlerine ekledi.

Devedikeni


Kullanımı: etken maddesi silymarin olan kuvvetli bir antioksidan ve karaciğer koruyucu bir bitkidir.

Devedikeni ekstreleri, bugün üzerinde en çok çalışma yapılan ve etkisi belirlenmiş bitkilerden biridir. Karaciğerle ilgili tüm sağlık sorunlarına karşı etkilidir. Karaciğer yağlanması, siroz, çeşitli kimyasal toksinlere bağlı karaciğer hasarlarıi sarılık gibi sorunlara karşı yararları olan bitkisel bir ekstredir. Bunun yanında karaciğere bağlı cilt sorunları için de kullanılır.
Ne yazık ki günümüzde aklok tüketimi gittikçe artmaktadır. Alkolü bırakmasını önerdiğim ama bırakamayan hastalrıma, hiç olmazsa devedikeni ekstreleriyle ve özel ayurveda haplarıyla karaciğerlerini korumalaeını öneriyorum…

Konu ile iligili geniş bilgi ve yazının devamı için, Dr. M. Ender Saraç Doğanın Şifalı Eli kitabına bakınız…

Ahmet Maranki’den Sağlıklı Bir Hayata Geçiş Diyeti

  1. Hastalık yapıcı besinlerden şifa verici besinlere doğru yavaş bir geçişle geçekleşen bir diyettir
  2. Vücut için en sağlıksız alışkanlık, sabahları yapılan ağır kahvaltılardır. Sabahları erken saatlerde katı bir şeyler yenmemeli, taze sıkılmış meyve suyu içilmelidir. Burada önemli olan öglen yemeğinin aç karnına yenmesidir. Sağlık açısından en doğru olan günde iki defadan fazla ögün almamaktır.
  3. Önemli sayılacak bir diğer kuralda yemek çesidinin uyumlu ve az olmasıdır.
  4. Yemek yerken asla başka şeyler içilmemelidir.
  5. Eğer çay veya kahve alışkanlığınız varsa yemekten önce veya sonra bir müddet beklenilip içilir
  6. Ne kadar çok sıvı alınırsa yenilen besinlerin sindirimi o kadar zor olur
  7. Aldığımız besinlerin kalorilerini bilerek ve ihtiyaç olduğu zaman almalıyız

  • ANTEP FISTIĞI 100 GRAM 600
  • ARMUT 2 ADET 70
  • ARPA 100 GRAM 367
  • AY ÇEKIRDEGI 100 GRAM 578
  • BADEM 100 GRAM 600
  • BAKLAGİLLER 1 PORSİYON 350
  • BALIK TAVA 1 PORSİYON 370
  • BEYAZ EKMEK 1 DİLİM 70-100
  • BEZELYE 100 GRAM 89
  • BİBER 120 GRAM 15
  • BİFTEK IZGARA 100 GRAM 278
  • BROKOLİ 100 GRAM 35
  • BUĞDAY KURU 100 GRAM 364
  • ÇAM FISTIĞI 100 GRAM 600
  • CEVİZ 100 GRAM 600
  • ÇIKOLATA 1 PORSİYON 520
  • ÇILEK 100 GRAM 26
  • DOMATES 1 ADET 26
  • DONDURMA 1 TOP 160
  • ELMA 1 ADET 60
  • ENGİNAR 1 ADET 10
  • ERİK 1 ADET 8
  • FINDIK 100 GRAM 650
  • FISTIK 100 GRAM 560
  • GREYFURT 1 ADET 50
  • HAVUÇ 100 GRAM 35
  • HİNDİSTAN CEVİZİ 100 GRAM 603
  • HURMA TAZE 1 ADET 15
  • İNCİR TAZE 100 GRAM 41
  • ISPANAK 100 GRAM 26
  • KABAK 100 GRAM 25
  • KABAK ÇEKIRDEGI 100 GRAM 571
  • KARNABAHAR 100 GRAM 32
  • KARPUZ 300 GRAM 55
  • KAVUN 300 GRAM 40
  • KAYISI TAZE 1 ADET 8
  • KAYISI ÜZÜM İNCİR 1 PORSİYON 290
  • KEPEKLİ EKMEK 1 DİLİM 55
  • KİRAZ 100 GRAM 40
  • KİVİ 1 ADET 34
  • KIZARMIŞ EKMEK 1 DİLİM 25
  • LAHANA 100 GRAM 20
  • MANDALİNA 2 ADET 50
  • MANTAR 100 GRAM 14
  • MARGARİN 1 YEMEK KAŞ. 204
  • MARUL 1 ADET 15
  • MERCİMEK KURU 100 GRAM 314
  • MUZ 1 ADET 100
  • PATATES HAŞLAMA 1 ADET 100
  • PATLICAN 100 GRAM 28
  • PİNİÇ KURU 100 GRAM 357
  • PİRİNÇ HAŞLANMIŞ 100 GRAM 125
  • PİRİNÇ PİLAVI 1 PORSİYON 300-350
  • PORTAKAL 1 ADET 50
  • SALATALAR YAĞSIZ 1 PORSİYON 70
  • SALATALIK 1 ADET 11
  • ŞEFTALİ 1 ADET 60
  • SIVI YAĞLAR 1 YEMEK KAŞ. 130
  • SOĞAN KURU 100 GRAM 35
  • SUCUK 100 GRAM 452
  • SUSAM 100 GRAM 589
  • SÜT 100 GRAM 66
  • SÜTLAÇ 1 PORSİYON 100
  • TAVUK IZGARA 100 GRAM 132
  • TAZE FASULYE 100 GRAM 90
  • TAZE YEŞIL BİBER 100 GRAM 15
  • TEREYAĞI 1 YEMEK KAŞ. 206
  • ÜZÜM 100 GRAM 57
  • YOĞURT 100 GRAM 90
  • YOĞURT MEYVELİ 100 GRAM 120
  • YUMURTA 1 ADET 80
  • ZEYTİN SİYAH 1 PORSİYON 200
  • ZEYTİN YAĞLILAR 1 PORSİYON 200

Kaynak: Prof. Dr. Ahmet & Elmas Maranki / Kozmik Bilim Işığında Şifalı Bitkiler

DİYETLİ GIDALAR: YİYECEKLER VE İÇECEKLER

Diyet gıdalar iki grup altında incelenmektedir:

1. İçecekler 2. Yiyecekler

İçecekler
İçeceklerin enerji içerikleri çeşitli yollarla azaltılabilir. En basit yolu çözünür
şekerler olan glukoz, fruktoz ve sükrozun, daha az kalori içeren tatlandırıcılarla yer
değiştirmesidir. Bu yöntem çay, kahve gibi tüketiciler tarafından tatlandırıcı eklenen
alkolsüz içeceklerde kullanılır. Sütlü ve kakaolu içeceklerde yağ içeriğinin kısmen ya da
tamamen azaltılması ve sakkorozun yerini yoğun tatlandırıcıların alması yeni ürünün
enerji değerini düşürür.

Yüksek oranda içecek tüketen, diş çürümelerinden şikayetçi ve diyabetik kimseler
azaltılmış çözünür karbonhidrat içeriği ve yoğun tatlandırıcılarla ikame edilmiş
karbonhidrat içeriğine sahip içeceklerden yararlanırken kalp-damar hastalıklarından
şikayetçi kimseler yağ içeriği düşük, şişman kimseler ise şeker, yağ ve alkol içeriği
düşük içeceklere yönelmişlerdir.

Yiyecekler
Gıdaların kalori içeriğinin düşürülmesi karbonhidrat ve yağların azaltılması veya
kısmi yada tam ikamesiyle sağlanır. Tereyağ, margarin,sosis, salça, sos,peynir,yoğurt
ve koruyucular gibi pek çok gıdanın enerji değerleri bu yolla azaltılabilmiştir.
Özellikle kalsiyum miktarındaki artış, genç, menopoz sonrası ve kilolarını kontrol
etmek amacıyla sık sık günlük gıda alımını azaltan kadınlara oldukça yararlıdır. Bir diğer
avantaj yağ ikamesinde bitkisel proteinler kullanıldığında doymuş yağ içeriğinin
düşmesidir. Bunlara karşın yağ içeriğindeki azalma yağda çözünen vitaminlerde de bir
azalmayı beraberinde getirmektedir.

İnsanların sağlık ve formda kalma gibi ihtiyaçlarından dolayı şeker ve yağ yerine
geçebilecek maddelerin kullanma isteği gittikçe artmış ve bu gıda üreticilerini bu tür
maddeleri üretmeye zorlamıştır.Bu tür ürünlerde genel strateji kalori yükselten öğeler
olan şekerler ve yağların ikamesidir

Categories: diyet, diyetli gıdalar

Kalorisi Azaltılmış Ürünler Diyet midir?

Bu ürünlerin gerçekten diyet olup olmadığı sorusuna uzmanlar; özellikle şeker
hastaları ve zayıflama diyeti yapanlar için daha faydalı olduğunu sağlıklı beslenmede
şekerli yiyecek ve içeceklerin yerinin olmadığını bildirerek, nasıl olsa kilo aldırmaz
düşüncesiyle hareket etmemek ve kalori hesabının yapılmaya devam edilmesinin
gerektiği görüşünü paylaşmaktalar. Beslenme uzmanları da kilo vermek isteyen
kişilerin ilk tercihlerinin diyet ürünlerden yana olduğunu ve Türkiye’de diyet ürün
içeriklerinin çok fazla bilinmemesi nedeniyle, özellikle bilinçsiz tüketicilerin bu tür
ürünleri sınırsız yiyebileceklerini düşündüklerini, oysa diyet ürünlerin dozunda ve akılcı
bir şekilde kullanıldığın da, kişinin ideal kilosuna ulaşmasına yardımcı olabileceğini
belirtmektedirler.

Categories: diyet, kalori

Diyet Nedir?

a) Düzenli olarak tüketilen besinler ve içeceklerin,
b) Zayıflama amacıyla hazırlanmış besinleri tüketmenin
c) Tedavi veya koruma amacıyla tüketilecek besinlerin çeşit ve miktarlarının
düzenlenmesidir

Categories: diyet, diyet nedir

Yılbaşı gecesi beslenmenize dikkat edin

Yılbaşında genellikle şeker, yağ ve tuz içeriği yüksek besinlerin tüketilmesi, aşırı ve dengesiz beslenme, çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir…

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyet uzmanı Dr. Aylin Ayaz, yılbaşı gecesi, diğer günlerden farklı olarak aşırı ve dengesiz beslenmeye bağlı önemli sağlık sorunları ortaya çıkabileceğini belirterek, sağlıklı beslenme kurallarına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Yemeklerin, protein, karbonhidrat, vitamin ve mineral içeriği açısından dengeli olması gerektiğini ifade eden Ayaz, hindi eti tüketiminin, doymuş yağ ve kolesterol içeriğinin düşük olması nedeniyle kırmızı et yerine tercih edildiğinde sağlıklı bir seçim olacağını belirtti.

Hindi, tavuk ve balık gibi et yemeklerinin, buğulama, haşlama veya fırında ızgara yöntemleri ile pişirilmesinin uygun olduğunu ifade eden Ayaz, etin yanında vitamin, mineral ve posa içeriği yüksek salatalar ile zeytinyağlı sebze yemeklerinin tercih edilmesi gerektiğini söyledi.

Ayaz, sofrada, kalsiyum ve protein içeren süt ve yoğurt grubundan tatlı ve mezelerin bulunmasının uygun olduğunu anlatarak, “Pilav, makarna, çorba, ekmek gibi besinler karbonhidrat açısından zengin olup, enerji içerikleri yüksektir. Ekmek ve tahıl ürünleri grubundan besin seçilirken mutlaka posa içeriğinin de yüksek olmasına dikkat edilmelidir” uyarısında bulundu.

Geleneksel bir yılbaşı yemeği olan kestaneli iç pilavının yanında bu gruptan kepekli ekmek tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Ayaz, “Şekerli besinler, yüksek enerji içermeleri nedeniyle kan şekerinin hızla artmasına sebep olurlar. Bu yüzden tatlı olarak yemekten sonra baklava, şöbiyet, tulumba tatlısı gibi hamur tatlıları yerine sütlü tatlılar, meyve ile hazırlanmış tatlılar veya taze meyve tercih edilmelidir” dedi.

ALKOL TÜKETİMİNE DİKKAT
Ayaz, yeni yıl akşamı alkol tüketiminin de arttığına dikkati çekerek, alkol alımının 1-2 kadehle sınırlandırılması, içki türü olarak da alkol yoğunluğu düşük olan şampanya, şarap veya biranın tercih edilmesi gerektiğini söyledi.

Alkolün aç karnına alınmamasına özen gösterilmesini isteyen Ayaz, “Mide boş olduğu zaman alkol daha hızlı kana karışacağı için hafif yiyecekler alındıktan sonra tüketilmelidir. Alkol alımı, vücuttan su kaybını artıracağı için alkol ile birlikte su tüketimine de dikkat edilmeli” diye konuştu.

Ayaz, özellikle sürekli ilaç kullanması gereken kişilerin yılbaşı gecesi alkol tüketmemesi gerektiğini vurgulayarak, alkol tüketmeyen kişilere de gazoz, kola gibi gazlı içecekler yerine taze sıkılmış meyve suları ve ayran içmelerini önerdi.

“HASTALAR DİYETLERİNE DİKKAT ETMELİ”
Ağır yemekler sonrasında kalbe binen yükün kalp krizi riskini artırdığına işaret eden Ayaz, bu nedenle yemeklerin yavaş, az miktarda yenilmesi ve iyi çiğnenmesi gerektiğini söyledi.

Ayaz, yatmadan önce yemek yenilmemesine dikkat edilmesi gerektiğini ifade ederek, ayrıca şu önerilerde bulundu:
“Fazla çeşit nedeniyle karışık ve yağlı besin tüketimi mide bulantısı, ishal gibi sağlık sorunlarına neden olacağı için mümkün olduğu kadar yağsız, az çeşitte besin tüketilmeye özen gösterilmelidir. Yağ ve tuz içeriği yüksek cipsler, kızartılmış ve kavrulmuş besinler, salam, sosis ve sucuk gibi doymuş yağ içeriği yüksek besinler tüketilmemelidir. Özellikle ceviz, fındık ve fıstık gibi sert kabuklu yemişlerin de yağ içeriğinin yüksek olduğu unutulmamalıdır.”

Yılbaşı akşamı genellikle şeker, yağ ve tuz içeriği yüksek besinlerin tüketilmesinin çeşitli sağlık sorunlarını da ortaya çıkardığını belirten Ayaz, özellikle kalp-damar rahatsızlığı, hipertansiyon, diyabet, şişmanlık ve gastrointestinal (fonksiyonel sindirim sistemi hastalıkları) sistem rahatsızlığı olan bireylerin diyetlerine dikkat etmeleri gerekmektedir” dedi.

Ayurveda Uzmanı Dr. Ender Saraç’tan zayıflama önerileri


Ayurveda Uzmanı ve Aile Hekimi Dr. Ender Saraç “Zerdeçal, nane ve yeşil elma kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilir, açlık hissinizi bastırabilirsiniz”

Ayurveda Uzmanı (Yaşam Bilgisi) Dr. Ender Saraç, kilolu insanların vücut tiplerine göre beslenerek zayıflamaları gerektiğini söylüyor. Bu konuda “Sağlıklı Zayıflamanın Sırları” adlı bir de kitap yazan Dr. Saraç, bilinçsiz diyet uygulamalarının zararına dikkat çekiyor.

Kalori hesabına dayalı, kısa süreli, klasik diyetlerin handikapları neler?

Artık devir sadece kalori hesabına dayalı klasik diyetle zayıflama devrini geçti. Beden tipinize uygun, yaşa, cinsiyete uygun, mevsime uygun ve yaşamsal özelliklerinize uygun
sağlıklı ve bilinçli doğal beslenme var artık. Çünkü sadece kalori hesabına dayalı diyetlerle zayıflıyorsunuz ama sonra verdiğiniz kiloları fazlasıyla geri alıyorsunuz.

Siz hastalarınıza kilo verdirmek için beden tiplerinden yola
çıkıyorsunuz. Bunu biraz açıklar mısınız?

Standart diyetleri doğru bulmuyorum ben. Uzmanlık alanım olan Ayurvedaya göre, belli beden tipleri var. Mesela birçok insan “Ender bey, bütün günü aç geçiriyorum, sadece salata yiyorum, bir türlü zayıflayamıyorum” diye geliyor bana. Yediklerine ve vücut tipine bir bakıyorsunuz; aslında tere, roka gibi yeşil salataları hiç yememesi gerekiyor. Yani aç
kalıyor ama vücut tipine uygun olan gıdaları yemediği için zayıflayamıyor. Halbuki, doğru bir sisteme geçtiğinizde, tıkır tıkır, sağlıklı bir şekilde kilo vermeye ve sağlığına kavuşmaya başlıyor.

Sizce zayıflama konusunda yaptığımız en önemli yanlış hangisi?

Zayıflama işi biraz disiplin ister. Türk toplumundaki en büyük problem ise, disiplin eksikliği. Diyetleri nisan mayıs aylarında, iki aylık bir heves şeklinde yapıyoruz. Ondan sonra uzun kollu, kat kat giyilmeye başlandığı anda, olayı rafa kaldırıyoruz. Ve sonra
tekrar dengemiz bozuluyor. Doğru yaşam biçimini edinmez veya doğru beslenme felsefesini benimsemezseniz, en iyi diyetisyenlere, en iyi doktorlara, merkezlere bile gelinse, bir yere kadar işe yarar. Şunu kabul etmek gerek: İki ay çok yoğun diyet yapıp, bıkıp, yorgun düşmek yerine, yılın 12 ayına daha az kurallı, doğru, boğucu olmayan
bir yaşam biçimi ve doğru beslenme felsefesi şeklinde yaymak daha sağlıklı.

Sadece bilinçli beslenme yeterli mi?

Bilinçli beslenme işin en önemli ayağıdır. Fakat sadece doğru beslenmeyle olmaz; mutlaka düzenli egzersiz de gerekir. Şok diyetler, açlık rejimleri, zamana karşı yarışan diyetler, tek gıda rejimleri, 10 gün lahana çorbası, karpuz diyeti, karbonhidrat diyeti, sadece protein diyeti, bütün bunlar yanlış. Dengeli beslenilmeli. Ama sadece bilinçli diyetle de olmaz, düzenli egzersiz, yürüyüş yapılmalı. Haftada üç- dört gün,
bir buçuk saat civarında orta sporlar; mesela tempolu yürüyüş, hafif koşu, fitness, aerobik, yüzme, neden zevk alınıyorsa, o spor
yapılmalı.

Spor yapılan saatin herhangi bir önemi var mı?

Evet, var. Ayurvedaya göre, sabah 6 ile 10 ya da 18.00 ile 22.00 saatleri arasında daha çok yağ yakıyoruz. Çünkü bunlar Ayurveda’ya göre vücudun ‘kapha’ saatleri, yani daha çok biriktirme, yağlanma saatleri. Bu saatlerde metabolizmayı ısıttığınızda daha iyi sonuç alınıyor. Egzersizden bıkmamaya çalışın. Çılgınca egzersiz yapmayın, sporu zamana yayın. Çok ağır egzersiz ve çok ağır spor yanlış. Çünkü vücudu hem çok aç olmak savunmaya sokar, hem de aşırı ağır egzersizler savunmaya sokar. Çünkü vücut bunları bir tehdit olarak ele alır. Bu nedenle, mutlaka düzenli yapılan egzersizlere ağırlık vermek lazım.

Sizce zayıflamanın en önemli kriteri nedir?

En önemli şey, bu fikre hazır ve zayıflamaya kararlı olmak. Bana zayıflamaya gelenlere, ilk önce şunu soruyorum: “Hazır mısınız, kararlı mısınız?” Eğer gerçekten hazırsanız ve kararlıysanız bu işe başlayın. Şişmanlıkta şöyle bir şey saptıyorum: İnsanın sinir
sistemine bir virüs bulaşmış gibi oluyor, bilgisayar virüsü gibi… Bu virüs sizin kilo vermeniz için gerekli olan doğru davranış, beslenme ve hareket alışkanlıklarınızı olumsuz etkiliyor. “Boş ver şimdi yürüme, sonra yürürsün”, “Bu çikolatalı kek çok güzel; bir
dilim daha ye” gibi uyaranları gönderiyor adeta. Onun için ilk başta bu virüsleri silmek lazım.

Zayıflamaya karar verenlere destek olacak, cesaretlerini artıracak destek yöntemler de var mı?

Evet, bitki çayları, doğal ve bitkisel zayıflama preparatları…

Doğal bitki özlü çayların hepsi zayıflama sürecinde tüketilebilir mi?

Piyasada tanınmış firmaların hazırladıkları form çaylarının formülleri güzel. Günde iki-üç fincan içilebilir. Birkaç hafta içip, ondan sonra ara vermek gerekir. Bunun dışında, mesela gazımız varsa rezene çayı, iştahımız çok fazlaysa ıhlamur çayı, sindirimimiz zayıfsa zencefil çayı, hormon krizlerinden dolayı daha çok yiyorsak adaçayı, metabolizmayı canlandırmak için yeşil çay, bağırsakları çalıştırmak için sinameki çayı, şekerimiz çok yüksekse kekik çayı gibi bitkisel çayları tüketebiliriz.

Diyetlerde baharatların yeri nedir?

Baharatlar çok önemli. Mesela zencefil yağları yakar, zerdeçal karaciğerden toksin attırır,
biberiye iyi bir antioksidandır, kekik şekeri düşürür, sarmısak zayıflamaya yardımcı olur. Bir de özel ayurveda tabletleri var. Bunlar, zayıflamaya yardımcı, yan etki oranı son derece düşük olan, güvenilir doğal preparatlar. Bu tabletler de metabolizmayı
canlandırıyor, aynı zamanda kişinin incelmesine ve iştahının azalmasına katkıda bulunuyor.

Kişi zayıflamak istiyor, öğün saati değil ama çok acıktı. Açlığını bastırmak için yapabileceği bir şey var mı?

İştahı azaltan ve zayıflamaya yardımcı bir ipucu şudur: Zerdeçal, nane ve yeşil elma
kokularını günde 25-30 kere derin derin içinize çekerek, iştah merkezini rahatlatabilirsiniz.

Bu karışım tokluk hissi mi yaratıyor?

İştah merkezini sakinleştiriyor. Almanya’da yapılan bir araştırmada yeşil elma ve nane koklayan kişilerin, (bunların aromatik yağları da olabilir) daha hızlı kilo verdiği saptanmış.

Kışın kilo almamak için öneriler

Soğuk hava, yeme ihtiyacını artırıyor. Kış aylarında zamanın büyük bir bölümü ev ya da işyerlerinde geçtiği için fiziksel aktivitenin de azalmasıyla birlikte kilo almak kolaylaşıyor.

Soğuk havanın etkisi ile metabolizmanın bir miktar hızlandığını, buna bağlı olarak ısı dengesini koruyabilmek için yeme ihtiyacının arttığını belirten Diyetisyen Aşkın Yüksel kış aylarında kilo almamak için tavsiyelerde bulunuyor.

KIŞ AYLARINDA NEDEN KİLO ALIRIZ?
Aktivite ve bazal metabolizma hızının azalması: Kış aylarında metabolizma hızının azalmasının yanı sıra aktivitelerimiz de azalır ve harcanandan daha fazla enerji tüketimi ile kilo almaya başlarız.

Gündüzlerin kısa ve gecelerin uzun olması: Gündüzler kısa olduğundan gün içerisinde beslenmemize çok dikkat etmeyiz. Gün boyu acıktığımızı bile hissetmeyiz. Gece olunca gün boyu yaşanan uzun süreli açlıkla yemek yememizi kontrol edemez hale geliriz. Akşamları yavaş olan metabolizma iyiden iş göremez hale gelir ve yağlar depolanır.

Soğuk hava ile birlikte vücut ısısının azalması: Vücudumuz soğuklardan kendisini korumak için gerekli bir ısıya ulaşmak zorundadır. Bu ısıya ulaşmak içinde ek olarak enerjiye ihtiyacı vardır. Bu enerji de besinlerden alır. Biz üşüdükçe enerjiye olan gereksinmemiz artar ve daha fazla besin tüketmeye özellikle de daha fazla enerji veren besinleri tüketmeye başlarız. Yüksek enerjili besinler genellikle karbonhidrattan ve yağdan zengin gıdalardır. Bu tür gıdaların fazla miktarda tüketilmesiyle kilo alma kaçınılmaz olur.

KIŞ AYLARINDA KİLO ALMAMAK İÇİN
5-6 öğünden oluşan az ve sık beslenme sistemi uygulanmalı,
Kan şekerini dengede tutup açlık oluşmaması için proteinli yiyeceklerle karbonhidratlı yiyecekleri karışık tüketilmeli,
Bol su içilmeli,
Gece evde oturmaları uzun olduğundan atıştırma yapılmamalı,
Mutlaka egzersiz yapılmalı. Gün içerisinde yapacağınız 20 dk.’lık orta tempolu yürüyüşler yeterli olacaktır.

Örnek Mönü

Sabah
Şekersiz bitkisel çay
40 gr beyaz peynir veya 1 adet yumurta
2 dilim kepek ekmeği
6 zeytin
Domates + yeşil biber

Ara Öğün-Saat 10.30
1 portakal veya 2 mandalina

Öğle
1 kase çorba
8 yemek kaşığı etli sebze veya kuru baklagil
3 yemek kaşığı bulgur veya 1 orta boy patates
1 su bardağı yoğurt
1 dilim kepek ekmeği
Az yağlı salata

Ara Öğün-Saat 15.30
2 porsiyon taze meyve + kuşburnu çayı

Akşam
1 kase çorba
1 porsiyon balık veya tavuk (derisiz)
6 yemek kaşığı zeytinyağlı sebze
1 orta dilim kepek ekmeği
Az yağlı salata

Gece
2 porsiyon taze meyve

Categories: diyet, kilo, kış

Yanlış diyet saç döküyor

Prof. Dr. Alpınar yaptığı açıklamada, özellikle hanımların güzelleşmek uğruna neredeyse ölüm diyetlerine girdiğini, yanlış uygulanan diyetler nedeniyle pek çok kişinin saçlarından olduğunu belirtti.

Sağlıklı ve dökülmeyen saçlar için gıdalarda protein, çinko, B12 vitamini, folik asit ve bakır eksikliği olmamasına dikkat edilmesi ve sebze-meyve gibi yiyeceklerin bol bol tüketilmesi gerektiğini kaydeden Alpınar, “Bilinçsizce yapılan diyetlerin yol açtığı kansızlık, saçların güçsüzleşmesiyle birlikte hızla dökülmesine neden oluyor. Düzenli ve dengeli beslenme saç sağlığını korumak için birinci önceliği taşıyor” dedi.

Kerim Alpınar, bunun yanı sıra kalıtsal, hormon bozukluğu, mevsimsel şartlar, hava kirliliği, uygunsuz saç bakımı ve stres gibi faktörlerin de saç dökülmesine neden olduğunu dile getirerek, Türkiye’de her 100 kişiden 58’inin daha 38 yaşına gelmeden saçsız kalma tehlikesiyle karşı karşıya bulunduğunu bildirdi.

Prof. Dr. Alpınar, saç bakımında kullanılacak ürünlerin etkinliği ve güvenilirliğinin klinik deneylerle kanıtlanmış olmasının önemine işaret etti.

Bitkisel özlü ürünlerin tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Alpınar, sağlıklı bir saç için şu önerilerde bulundu:
Temiz ortamlarda bulunun.
Çok sigara içilen, kimyasal madde buharlarının bulunduğu ortamlar, saçları yıpratır ve sağlıksız kılar.
Saçların uzun süre güneş ışığına ve deniz suyuna maruz kalmaması gerekir. En azından bir şapkayla saçlar güneşten korunabilir. Denizden çıkar çıkmaz da duş almak gerekir.
Yağlı saçlar her gün bir kez, kuru saçlar ise iki günde bir yıkanmalı ve muhakkak çok iyi durulanmalı.
Zaman zaman da saç diplerinin zeytinyağı kullanarak beslenmesi de çok önemli. Zeytinyağı en kolay ulaşılabilir, basit ve etkili bir madde. Saç bakımı ile ilgili ürünlerde de zeytinyağının bulunması bu açıdan önemli.