Archive

Archive for the ‘uyku’ Category

Uyku Düzeni Cinselliği Etkiliyor

Uykunun cinsel sorunlar üzerindeki etkisi araştıran bilim adamları bu konuda önemli bilgilere ulaştı. Buna göre uyku düzeni, cinsel hayat üzerinde tahmin ettiğimizden daha çok etkiye sahip… Araştırmalarını uyurgezerlik ve uykuda seks bağımlılığı üzerine de yoğunlaştıran uzmanlar, uykudaki aşırı cinsel birleşme isteğinin beynin bazı bölümleriyle ilgili olduğunu gösteren sonuçlar buldular. Uzmanlar, erkeklerin cinsel birliktelikten hemen sonra uyuyakalmasının nedenini de tesbit ettiler.

Libido Uyarılıyor

Uyku sırasında çoğu insanın beyni çalışmaya ara verdiği halde uykuda seks bağımlılığı hastalarında, yemek yemek ve seks yapmak gibi basit ihtiyaçları kontrol altında tutan hipotalamus hızlanıp, libidoyu uyarıyor. Uyku esnasında eşlerin birbirlerine ne gibi tepkiler verdiği konusundaki araştırma sonuçları da ilginç. Buna göre eşle derin uyku halindeyken, eşlerden birinin diğerine refleks olarak sarılması (özellikle sarılan koca ise) kadınların doğasındaki yakınlık duyma ihtiyacı vücutlarını otomatik olarak temasa geçiriyor. Kısaca eşinize sokulduğunuzda vücudunuz ve beyniniz cinsel bir tepki veriyor. Çarpıcı bir sonuç da hipotalamusun, uyurken bile vücutsal temas da dahil olmak üzere tüm ihtiyaçlarımızı gözlemlediği.

İlkel Beyin…

Uyku sırasında vücudun hormon stoğu yapmak için bir çeşit ikmal mekanizması olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu yüzden uykusuzluk çeken kişilerde, cinsel dürtü hormonu olarak da bilinen testosteron seviyesinin düşük olabileceğini belirtti. Buna rağmen bazı kadınların, uykusuz kalmaları sonucu sinirli oldukları ama cinsel olarak da aşırı uyarıldıkları saptandı. Araştırmayı yürüten uzmanlar bunun sebebi konusunda “O sırada beynin daha ilkel bir konuma geçmesi olabilir” açıklamasını yaptı.

Erkek Neden Uyuyakalır?

Erkeklerin eşleriyle cinsel birliktelikten hemen sonra uyuyakalmasına ise uzmanlar şu şekilde açıklama getirdi:
“Çünkü orgazm yaşamak bir erkeği yalnızca fiziksel olarak yormuyor, aynı zamanda vücudunda mutluluk ve uyku hissi veren bir hormon olan prolaktin birikmesine yol açıyor. Kadınlarda ise prolaktin kadar salgılanan oksitoksin hormonu da yakınlaşma ihtiyacını artırıyor.”

Formda Kalmanın Sırrı

Bu arada İngiltere’de 276 yetişkinle yapılan araştırmada, günde 8 saat uyku uyumayı alışkanlık edenlerin kilolarını korudukları, 8 saatten az uyuyanların ise kilo aldıkları saptandı. 6 yıl süren çalışmada ayrıca 8 saatten fazla uyuyanların da kilo aldıkları belirlendi. Çalışmada, 8 saatten az uyuyanların 6 yıl içinde 2 kilo aldıkları belirlendi. 8 saatten fazla uyuyanların ise 6 yıl içide toplam 1 buçuk kilo aldıkları ifade edildi. Araştırmaya başkanlık eden Jean- Philippe Chaput, uzun vadedeki çalışmanın, uykunun insan vücudundaki kilo ve yağ oranını nasıl değiştirdiğini saptadıklarını söyledi.

Categories: cinsellik, düzenli uyku, uyku

Şekerleme Kalp Krizi Riskini Azaltıyor

Gün içerisinde hele de öğle yemeğinden sonra şöyle bir kestirmek meğer sadece yorgunluğa iyi gelmiyormuş..

Gün içinde düzenli olarak kestiren kişilerin kalp krizinden ölme risklerinin, kestirmeyenlere göre daha az olduğu ortaya çıktı.

Araştırmacıların, 6 yıl boyunca yaptıkları çalışmada, gün ortasında düzenli olarak kestirenlerin kalp krizinden ölme risklerinin, kestirmeyenlere göre 3 kat daha az olduğu görüldü.

Araştırmacılar, kestirmeyle kalp krizinden ölme riskinin azalması arasındaki ilişkinin, iş sahibi kişilerde daha da belirginleştiğini, buradan kestirmenin bu kişilerin, kalpleri için olumsuz etkiye sahip işle bağlantılı stresi azalttıkları sonucuna vardıklarını söylediler.

Categories: kalp krizi, uyku, şekerleme

Çok veya az uyumak öldürüyor

Gereğinden çok uyumanın veya yeterince uyumamanın ölüm riskini önemli bir şekilde artırdığı bildirildi.

İngiltere’de yapılan ve sonuçları ABD’de açıklanan bir araştırmada, genellikle 6, 7 veya 8 saat uyuyan insanların uyku sürelerindeki azalmanın kalp damar hastalıklarına bağlı ölüm riskinin yüzde 110 oranında artmasına yol açacağını ortaya koydu.

Araştırmayı yapanlardan, College London Tıp Fakültesi’nden doktor Jane Ferrie yayımladığı bildiride, bununla birlikte, genellikle 7 veya 8 saat uyuyanların uyku sürelerindeki artışın da ölüm riskini yüzde 110 oranında artırdığını, ancak bu durumlardaki ölüm riskinin kalp damar hastalıkları dışındaki nedenlere dayandığını belirtti.

Ferrie, araştırmalarının sonucunda 7 veya 8 saatlik uykunun yetişkin bir insanın sağlığı için ideal olduğunu, çalışmalarının ayrıca, genellikle 5 veya 6 saat uyuyanların uyku sürelerinin uzamasının bu kişilerin sağlıkları için yararlı olabileceğini de gösterdiğini kaydetti.

Araştırma, 1985 ve 1993 yılları arasında 35-55 yaş arası 10 bin 308 kişi arasında yapıldı.

Birkaç yıl süreyle takip edilen bu kişilerin sosyo-demografik özellikleri ve daha önce var olan sağlık sorunları gözönünde bulundurulmadı.

Categories: uyku

Kepeğe karşı ilginç bir ilaç: Uyku

Saçlarınıza dadanan kepeklere karşı bir türlü çözüm bulamıyorsanız, uzmanların ilginç önerisine kulak verin.

Saçlarınıza dadanan kepeklere karşı bir türlü çözüm bulamıyorsanız, uzmanların ilginç önerisine kulak verin ve ilaç kullanmak yerine iyi bir uyku çekmeyi deneyin.

Çoğunlukla dönemsel bir sorun

Kadınlar kadar erkeklerin de mevsim dönüşümlerinde en sık karşılaştıkları sorunlar arasında kepek problemi yer alıyor. Kepeğin kaşındırıcı, sıkıntı verici ve çoğunlukla dönemsel olduğunu söyleyen Memorial Hastanesi Dermatoloji Bölümü’nden Uz. Dr. Ahmet Arpacı, uykunuzu düzene sokarak bu sorunu çözebileceğinizi söyledi. Arpacı tedavi yöntemleri hakkındaki sorularımızı da yanıtladı…

Kepek neden oluşuyor?

Kepek iki nedenle ortaya çıkar. Öncelikle içsel nedenlerden bahsedebilirim. Bu nedenler; hormonal dengesizlikler, sağlık sorunları, fazla terleme, yetersiz temizlik, hijyen kurallarına uymama, alerjik hassasiyetler, yorgunluk ve duygusal strestir. Fazla oranda şeker, yağ veya nişasta tüketimi ve dengesiz beslenme de kepek yapar. Abartılı saç spreyi, saç jölesi veya saç jeli kullanmak, saç boya maddelerinin yanlış kullanımı, elektrikli bigudilerin yanlış uygulanması, soğuk hava ve kuru mekan sıcaklıkları, sıkı şapka veya eşarplar kullanmak, saçın seyrek yıkanması veya iyi durulanmaması, stres, panik ve tansiyon ise dışsal nedenler arasında yer almaktadır.

Şampuan yararlıdır

Kepek sorunu nasıl ortadan kaldırılabilir?

Yoğun problem yaşanmayan durumlarda, kepeği, düzenli kullanılan kepek şampuanıyla kontrol altında tutmak mümkündür. Şampuan sonrası saçın çok iyi durulanması gerekir. Kepek problemi olan kişide saç derisi dışında kaş, şakak, alın gibi bölgelerde kızarıklıkla birlikte oluşan kepeğimsi döküntüler varsa, bu kişinin kepekten ayrı bir problemi olabileceğinden doktora başvurması doğru olur. Kepeğin oluşmasına imkan sağlayacak yararsız karbonhidrat ve yağ asitlerine karşı B vitamini tüketilmelidir.

Saçınızı sık yıkayın!

Genel kanının aksine saçı sık sık yıkamak kepek oluşumunu artırmaz. Öncelikle kepeğe karşı etkili bir şampuan edinerek işe başlayın. Eğer 6 yıkamadan sonra sorun tekrar boy gösteriyorsa, kepeklerin çoğalmasını ve kafa derisinin kabarmasını beklemeden tekrar yıkayın. Ortalama 5 gün içerisinde toplamda 3-4 kez yıkanan saç derisi tamamen temizlenmiş olur. Eğer bu yöntem etkili olmadıysa dermatoloji uzmanına başvurun. Düzenli ve yeterli uyuyun. Vücut direncinin azalması, kepek oluşumunu çoğaltan etkenlerin başında gelir. Güneşe şapka ya da bandana kullanmadan çıkın. Eğer güneşlenme olanağınız yoksa bir ısı lambası bulup 5’er saniyelik aralıklarla başınızın etrafında döndürün. Böylece kafa derinizi kepeklerden arındırma yolunda büyük bir adım atmış olursunuz.

Kepek mevsime bağlı olarak değişim gösterir mi?

10 yaşın üzerindeki erkek ve kadınlarda rastlanabilen kepek sorunu; saçın yeterli durulanmaması sonucu kafa derisinde kalan şampuan kalıntıları, abartılı jöle ya da saç spreyi kullanımı, yüksek ısıyla saç kurutmak, soğuk hava, sürekli dar şapkalar kullanmak, yetersiz saç yıkamak ve stresin etkisiyle artabilir. Kepek, mevsime bağlı olarak da varlık gösteren bir problemdir. En çok yağmurlu havalarda ortaya çıkıp, yazın kabuğuna çekilmektedir.

Categories: kepek, uyku

Gunde Kac Saat Uyumaliyiz?

Uzmanlara göre birçok erişkin günde ortalama 6- 8 saat uykuya ihtiyaç duyar. Bazı kişilerde bu rakam 12 saate yükselirken, bazı kişilerde ise 4 saate kadar inebilir. Yeni doğmuş bir bebek ise günde 16 saat uyur.

Anadolu Sağlık Merkezi Nöroloji Uzmanı Dr. Ferda Korkmaz, iyi bir uykunun kişinin sağlıklı bir yaşam için çok önemli olduğunu kaydetti. Korkmaz’a göre kişi, uyanık olduğu her iki saat için bir saatlik uykuya ihtiyaç duyuyor. Yaş ilerledikçe bu oran değişiyor ve uyanık kalınan her iki saat için 45 dakikalık uyku gerekiyor. Başka bir deyişle, gün boyunca uyanık kalınan her saat için ‘uyku borcu’ biriktiriliyor. On altı saatlik bir günün sonunda, genç bir insanın ‘uyku bankasına’ borcu sekiz saate ulaşıyor. Buna karşılık yaşlı bir kişinin uyku borcu sadece yaklaşık altı saat düzeyinde bulunuyor.

Günde yeterince uyunması gerektiğini kaydeden Korkmaz, geç saatlere kadar uykusuz kalmanın belli bir süre sonra kişide bellek sorunlarının yaşanmasına yol açabileceğini söylüyor. Korkmaz, uyku için yeterli zaman ayrılmadığı taktirde kişide düşünme ile ilgili sorunlar çıkabileceğini belirterek şu urılarda bulunuyor: “Uykusuzluk bellek ile ilgili ve karar verme süreçlerinde sorunlar yaşanmasına sebep olabilir. Uykusuzluk dışında birtakım uyku rahatsızlıkları da uykuda solunum bozuklukları, kan oksijen düzeyindeki değişikliklere sebep olarak ciddi bilişsel ve bedensel bozulmalara neden oluyor. Bunlar arasında kalp, akciğer ve hormonal hastalıklar yer alıyor.”

Uyku süresinin yaşla birlikte değişmekle birlikte, herkesin uyku süresinin kendine has olduğunun altını çizen Korkmaz şu bilgileri veriyor: “Bunu değiştirebilmek pek mümkün değildir. Bazı kişiler günde 12 saat, bazı kişiler ise 4 saat uykuya ihtiyaç duyarlar. Ancak toplumda bir çok erişkinin ortalama uyku süresi 6- 8 saattir. Yaşla birlikte hem uyku süresinde hem de uyku mimarisinde değişiklikler olur. İnsanlar yaşlandıkça, toplam uyku süresinde ve rüyayla alakalı uyku evresinde geçen sürede bir düşüş başlar. Yeni doğmuş bir bebek ise günde 16 saat uyur.”

Categories: uyku, uyku-suresi

Uykunuz yoksa kendiniz zorlamayın

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Lut Tamam, yaptığı açıklamada, uykusuzluğun hemen herkesin bazı dönemler yaşadığı sorun olduğunu, uzun süreli devam etmesi halinde ise tedavi edilmesi gereken bir hastalık olarak değerlendirildiğini söyledi.

Düzenli ve gerektiği kadar uykunun sağlıklı bir fiziksel ve ruhsal yaşam için gerekli olduğuna işaret eden Tamam, uykusunu alamayan kişilerde gün içinde dikkat ve konsantrasyon eksikliği, uyuklama, vücutta yorgunluk ve bağışıklık sisteminin zayıflaması gibi olumsuz etkilerin görüldüğünü kaydetti.

Tamam, uykusuzluğun pek çok nedeni bulunduğunu, en sık rastlanan nedenlerinin ise gün içindeki duygusal açıdan etki bırakan iyi ya da kötü olaylar ile seyahat ve iş saatlerindeki değişiklik gibi nedenlerle günlük düzendeki değişimler olduğunu belirtti.

YAPILMAMASI GEREKENLER VE ÖNLEMLER

Bazı noktalara dikkat edilerek, sağlıklı bir uyku düzeninin sağlanabileceğini ve uykusuzluk sorununun aşılabileceğini ifade eden Tamam, şöyle devam etti:

“Uykusuzluk çeken kişilerin en sık yaptıkları hatalardan birisi, uykusu gelmediği halde kendisini uyumaya zorlamaktır. Yattıktan 20-30 dakika sonra uyku gelmediyse kendini uyumaya zorlamak, zihni ve bedeni daha fazla uyarmaya ve uykunun iyice kaçmasına neden olur. Böyle bir durumda yapılacak en iyi iş, kalkıp başka bir odada sessiz bir işle uğraşmak, heyecan oluşturmayan ve dikkat gerektirmeyen bir yazı okumak ya da program seyretmektir. Uyku gelince yatılmalı, yine uyunamazsa tekrar kalkılmalı ve uyuyana kadar bu uygulama sürdürülmelidir.

Ayrıca yatağa girmeden hemen önce egzersiz yapmak, rekabete dayanan oyunlar oynamak, tartışmalar yapmak, yatmadan birkaç saat öncesine kadar kafeinli içecekler içmek ya da çok fazla yemek de kişiyi uyararak, uykuyu kaçırabilir. Ayrıca yatmadan önce uyku getirmesi amacıyla alkol almak ya da hekim tavsiyesi olmadan bir başkasının uyku ilacını kullanmak da yanlış bir davranıştır ve tersi etki yaratabilir.”

Tamam, her gün aynı saatte yatıp kalkmanın, tercihen sabahları düzenli egzersiz yapmanın, ılık bir banyo yapmanın ve ılık içecekler içmenin, yatılan odanın ısısını rahat edilecek şekilde ayarlamanın, yatınca el ve ayakları sıcak tutmanın, odanın sessiz ve karanlık olmasını sağlamanın da uykuya dalmayı kolaylaştıracağını belirtti.

Categories: uyku

BAYANLARA GÜZELLİK TAVSİYELERİ

Güzel olmanın her kadının arzusu olduğunu belirten Kadın Hastalıkları Uzmanı Dr. Özgür Leylek, “Güzel kalmak ve erken yaşlanmanın önüne geçebilmek için bazı şeyleri ihmal etmeyin. İhmal yüzünden erken yaşlanmayın ve güzelliğinizden bir şeyler kaybetmeyin” diyor.

Dr. Özgür Leylek’in güzellik tavsiyeleri:

Ayaklarınız: Hayatın giderek hızlanan temposu içinde özellikle ayaklarınızı ihmal edersiniz. Kadının sağlık ve güzelliğinde rol oynayan en önemli uzuvları ayaklarıdır. Özellikle çalışan kadınlar her akşam, ayaklarını ılık su dolu bir kapta dinlendirmeli ve tırnakları için de asgari düzeyde de olsa bakım yapmalıdır.

Cildiniz kuru kalmasın: Ayna karşısında, yüzünüzle ilgili uygulamalar için yeterince vakit kullanmanıza rağmen, aynı ilgiyi vücudunuza da gösteriyor musunuz? Kol ve bacaklarda cilt kuruluğu bir çok probleme yol açabilmektedir. Banyo yaparken kese ya da fırça ile cildinizi ölü deriden kurtarmakla başlayabilirsiniz. Banyo sonrası cildi nemlendiren ve yumuşatan bir ürünü yedirerek, hafif bir masajla birlikte vücudunuza uygulayın.

Tırnak yemeyin: Çocukluktan beri edinilmiş alışkanlıklardan kurtulabilmek hiç de kolay değildir. Ancak bir kadının tırnaklarını yemesini yadırgamamak da elde değildir. Tırnakların her zaman boyalı ve bakımlı olması etrafınızdaki ilgiyi artırıp ilişkilerinizde daha başarılı sonuçlar elde etmenizi ve kendinize olan güveninizin artmasını sağlayacaktır.Tırnak kırılmalarını önlemek için tırnak güçlendirici ürünleri hiç bir zaman elinizin altından eksik etmemelisiniz.

Kırışıklık çizgileri: Yaşla birlikte bir kısım mimik hareketleri yüzde ince çizgiler oluşturmaya başlar. Ayna karşısında bu çizgileri inceleyerek kendinize küsmekle vakit geçirmeyin. Bir çok kozmetik ürün, sağlıklı ve bilgili bir şekilde seçildiğinde ve uygulandığında bu tip kırışıklıkların oluşmasını önemli ölçüde engelliyor. Ancak şu da var ki çizgilerin oluşmasını hatta biraz daha bekleyerek derinleşmesini beklerseniz kozmetik ürünlerden faydalanabilme ihtimaliniz giderek azalacaktır. Bu bağlamda en önemlisi oluşmadan önce rutin bakımlarınızı yaptırmak ve yaşlanma belirtilerinin mümkün olduğunca geç oluşmasını sağlamaktır.

Makyajla yatmayın: Gecenin geç vakitlerinde eve döndüğünüzde dakikalarca makyaj temizlemeye üşenebilirsiniz. Ancak bu durumda kendinize en büyük kötülüğü yapmış olursunuz. Cildin hava almasını engelleyen makyaj malzemeleri, temizlenmediğinde cilt oksijensiz kalır ve giderek canlılığını yitirir. Hava alamayan ciltte sivilceler ve siyah noktacıklar oluşmaya başlar. Cilt kendini koruyabilme özelliğini yitirmeye başlar. Bu konuda özellikle göz makyajının temizlenmesi çok önemlidir.

Sigara cildi soldurur: Sigara dumanı cilde nüfuz ederek sağlıklı hücrelere zarar veren serbest radikalleri oluşturur. Cildin üst tabakalarında kan dolaşımı bozulmaya başlar ve cilt canlılığını ve rengini yitirmeye başlar. 10 yıl boyunca günde 8-10 adet sigara içen bir kadının özellikle dudak ve göz kenarları ile boyun bölgesinde belirgin kırışıklıklar oluşur.

Alkol cilt katilidir: Alkol vücudun ve cildin ihtiyacı olan nemi ve suyu emer. Bağ dokusu zayıflar ve aşınır. Buna karşın kan damarları alkolle genişler. Buna vazodilatasyon denir. Uzun vadede cildin belli yerlerinde,özellikle yüzde ince kılcal damarlarda artma olur.Yanaklar ve burun sırtı kırmızı dallarla kaplanır.

Uykusuz kalmayın: Saat 24.00 ile 02.00 arasında hücreler kendilerini gündüzden sekiz kat daha fazla yeniler. Bu nedenle özellikle bu saatler arasında uykuda olmanızda yarar var. Ayrıca uyku cildin gıdası olduğu için gün içinde 8 saat uyku almak cildi inanılmaz besleyecektir.

Uykusuzluk Nedir Ve Belirtileri Nelerdir ?

Uykuya dalmakta zorlanıyor, sık sık uykunuz bölünüyor sabahları yorgun kalkıyorsanız, o zaman bu yazıyı mutlaka okumalısınız!

En sık rastlanılan uyku bozukluğu insomnia olarak bilinen uykusuzluk sorunudur. Sağlığımızı, yaşam kalitemizi, zihinsel ve fiziksel performansımızı son derece olumsuz etkileyen uykusuzluk sorununun çeşitli nedenleri olmakla birlikte genellikle endişe, korku ve depresyona bağlı olarak ortaya çıkmaktadır.

Ayrıca günlük hayatımızda gerek iş yerinde, gerek trafikte, gerek eş ve çocuklarımızla yaşadığımız stres, ekonomik sorunlar,
uzun çalışma saatleri, kendimize ve hobilerimize zaman ayıramamak ve en önemlisi zihinsel anlamda tam olarak dinlenememek ve rahatlayamamak da uykusuzluk sorununa neden olmaktadır.

Bu rahatsızlığı belirlemek için çeşitli biyokimyasal ve hormonal testlerden de yararlanılabilir. Çünkü uykusuzluğun psikolojik nedenleri olabileceği gibi çarpıntı, kabızlık, horlama, kalp hastalığı, sık idrara çıkma, kaşıntılı deri hastalıkları, sırt ve eklem ağrıları gibi fiziksel nedenleri de olabilir.

Ayrıca yaşlılık, alınan bazı ilaçların yan etkileri, kafein, alkol ve sigara tüketimi, geç saatlerde yeme alışkanlığı, vardiyalı işler, sevilen birinin ölümü, işten çıkarılma gibi beklenmedik olaylar da uykusuzluğa neden olabilir.

Eğer uykusuzluk sorunu birkaç haftadan fazla devam ederse ki uykusuzluk bir sonraki gece de aynı sorunu yaşayabilme endişesini beraberinde getirecektir. Bu durumda mutlaka bir doktora müracaat edilmelidir. Asla rastgele uyku ilaçları kullanılmamalıdır.

Uykusuzluğun Belirtileri
– Uykuya dalamama
– Uyku halini sürdürememe
– Sık sık uykunun bölünmesi
– Erken saatlerde uyanma

Uykusuzluğun Etkileri
– Yorgunluk
– Huzursuzluk
– Fiziksel ve zihinsel performans eksikliği
– Konsantrasyon güçlüğü
Hafıza zayıflığı
Kaza risklerinin artması
Uyku tetkiki nedir?
Uykusuzluğun tanısını koyabilmek için uyku tetkiki (polisomnografi) yapılır. Polisomnografide beyin dalgaları (EEG, hastanın uyku kalitesini değerlendirmek için), göz hareketleri (uyku sırasında uyku evrelerini belirlemek için), kas gerginliği (çene, bacak), solunum hareketleri, solunan hava miktarı, vücut hareketleri gibi birçok parametre kaydedilir. Parametreleri kaydetmek için hastaya birçok eletrot takılır ve uyuması istenir.
Sebep Araştırlır Bu kayıtlarda uykuyu bozan faktörler araştırılır. Örneğin, uyku-apne sendromu olan bir hastada solunum durması, kandaki oksijen düzeyi değerlendirilir ve tedavi planlanır. Uykusuzluk yakınması olan her hastaya polisomnografi tetkiki yapılması gerekmez. Öykülerinde uykusuzluk sebebi olarak solunum bozukluğu veya uykuda kol bacak hareketleri olan hastalara tetkik mutlaka yapılmalıdır.

Uykusuzlukla Başa Çıkma Yöntemleri
– Sağlıklı ve dengeli beslenmek
– Düzenli egzersiz yapmak (özellikle açık havada)
– Masaj yaptırmak
– Yoga ve meditasyon gibi zihni ve bedeni rahatlatıcı faaliyetlerde bulunmak
– Uykusuzluğa neden olan fiziksel ya da psikolojik bir neden varsa derhal doktora gitmek
– Rastgele ilaç kullanmamak
– Sigara, alkol ve kafein tüketimine dikkat etmek ve sınırlamak
– Doktor tavsiyesiyle gereken vitaminleri almak
– Bitki çaylarından faydalanmak
– Banyo suyuna gül, ıhlamur gibi rahatlatıcı aromaterapi yağları eklemek
– İş stresini ve öfkeyi eve özellikle de yatak odasına taşımamak
– Evde akşam saatleri eş ve çocuklarla kaliteli dolu dolu zaman geçirmek
– Hobilere zaman ayırmak
– Radyasyon yaydıkları için televizyon, bilgisayar, müzik seti, cep telefonu gibi elektronik cihazları yatak odasından çıkarmak
– Odanın ne çok sıcak ne de çok soğuk olmamasına dikkat etmek
– Yatmadan önce yatak odasını havalandırmak
– Yatmadan önce korku filmi ya da rahatsız edici program ve tartışma konularını izlememek
– Yatmadan önce bir fincan rahatlatıcı bitki çayı ya da ılık süt içmek ve yanınızda su bulundurmak
– Yatmadan önce ılık bir duş almak, banyo yapmak
– Uykunuz gelmiyorsa uyumak için kendinizi zorlamayın
– Yatmadan önce sevdiğiniz türde keyifli bir kitap okumak
– Yatağınızın ayrıca gecelik ve pijamanızın rahat olmasına dikkat etmek
– Yatmadan önce hafif ve rahatlatıcı müzik dinlemek
– Yatmadan önce rahatlamanızı sağlamak için dua etmek
– Yatmadan önce cinsel aktivitede bulunmak
– Aynı saatlerde yatıp, aynı saatlerde kalkmaya özen göstermek
– Olabildiğince zihninizi boşaltıp güzel şeyler düşünmeye çalışmak
– Daha önce de belirttiğimiz gibi birkaç haftayı geçen uykusuzluk sorunlarında mutlaka konunun uzmanı olan bir doktora gidilmelidir.