Archive

Archive for the ‘antibiyotik’ Category

Antibiyotik kullanımı için uyarılar

Havaların soğumasıyla sık görülen alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarında antibiyotik tedavisinin hastalığın türüne göre uygulanması ve gereksiz kullanımlardan kaçınılması gerektiği belirtildi.

Hacettepe Üniversitesi (HÜ) Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Sosyal Pediatri Ünitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Elif Özmert, alt ve üst solunum yolu enfeksiyonlarına neden olan mikropların birbirinden farklı olduğu için antibiyotik kullanımına dikkat edilmesi gerektiğini söyledi.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarının genellikle burun akıntısı, öksürük ve ateş şeklinde görüldüğünü belirten Özmert, hırıltı, hızlı nefes alıp verme ve göğüste çekilmenin olması durumunda ise alt solunum yolu enfeksiyonlarının söz konusu olabileceği için antibiyotik kullanımının da buna göre belirlenmesi gerektiğini anlattı.

Özmert, alt solunum yolu enfeksiyonu olan zatürrenin, antibiyotik ile tedavi edilmesinin uygun olduğunu belirterek, “Zatürre tanısı konulmadan kullanılan antibiyotikler, çocuğun hastalığa yakalanmasını engellemez. Aksine, tedavi için daha kuvvetli bir antibiyotiğin kullanılmasına neden olur” uyarısında bulundu.

Alt solunum yolu enfeksiyonlarından bronşiyolitte antibiyotiğin kullanılabileceğini ifade eden Özmert, havaların soğuması ve kapalı mekanlarda daha fazla zaman geçirilmesine bağlı olarak son aylarda sıkça karşılaşılan üst solunum yolu enfeksiyonlarından nezle ve grip tedavisinde ise antibiyotiğin kullanılmasının uygun olmadığını kaydetti.

Çocuklarda nezle, grip gibi hastalıklara bağlı ateş görülmesi halinde ateş düşürücü şurupların, burun tıkanıklığında serum fizyolojiklerin kullanılmasının ve bol sıvı gıda alınmasının yeterli olduğunu anlatan Özmert, “Nezle ve gribin bulgularına azaltmaya yarayan fakat tedavi edici değeri olmayan nezle-grip ilaçlarının da kullanılmaması gerekir. Bu ilaçlar, çocuklara yarar sağlamadığı gibi pek çok olumsuz yan etkiye de neden olabilmektedir” uyarısında bulundu.

Prof. Dr. Elif Özmert, çocuklarda sık görülen orta kulak iltihabının antibiyotiklerle tedavi edilmesi gerektiğini belirterek, “Bademcik iltihabı yapan ve halk arasında beta olarak bilinen mikrop da antibiyotik ile tedavi edilmeli” dedi.

Mikropların Direnç Kazanmalarını Sağlar
Uygunsuz antibiyotik kullanımının mikropların ilaca direnç kazanmalarına neden olacağına işaret eden Özmert, gereksiz yere antibiyotik kullanımından kaçınılması gerektiği uyarısında bulunarak, “Bu nedenle, doktor önermediği sürece asla gereksiz yere antibiyotik kullanılmamalı” diye konuştu.

Üst solunum yolu enfeksiyonlarında uygun olmayan ilaç tedavisi yapıldığını belirten Özmert, “Uygunsuz antibiyotikler hem boğazımızda bulunan diğer bakterilerin hem de dışarda bulunan bakterilerin o ilaçlara direnç kazanmalarını sağlar. Daha sonra gerçekten zatürre olunduğunda ve antibiyotik kullanıldığında da fayda sağlamaz” dedi.

Özmert, antibiyotik kullanımında ishal, döküntü gibi yan etkilerin de görülebileceğini, gereksiz antibiyotik kullanımının hem bireysel hem de ülke ekonomisine maddi zarar vereceğini söyledi.

‘Sinüzit şikayetine antibiyotik yazılmamalı’

Uzmanlar, doktorları yan etkileriyle hastayı daha da zayıf düşüren antibiyotikleri yazarken bir kez daha düşünmeye çağırıyor…

“Doktorlar sinüzit şikayetiyle gelen her hastaya antibiyotik yazmamalı”. Saygın tıp dergisi Lancet’te yer alan uyarıya göre, sinüzitin tedavisinde antibiyotiklerin çoğu zaman etkisi olmuyor.

İngiltere’de yürütülen 9 deneysel çalışmaya dayanan araştırma, doktorlara bir uyarı niteliğinde. Tıp dergisi Lancet’te yayımlanan araştırmaya göre, antibiyotikler sinüzit tedavisinde çoğu zaman beklenen iyileşmeyi sağlamıyor…

Uzmanlar bu durumu şöyle açıklıyor:
Yetişkin nüfusun her yıl yüzde 1 ila 5’i yüz kemiğindeki boşlukları dolduran sinüslerin iltihaplanması anlamına gelen sinüzite yakalanıyor.

Ağrı ve yüksek ateşle seyreden rahatsızlığın tedavisinde sık sık antibiyotiklere başvuruluyor.

Genellikle doktorlar, bir haftadan uzun süren sinüzit şikayetlerinde hastalığın bakteriyel olduğunu düşünerek antibiyotik yazıyor.

2 bin 600 kişi üzerinde yapılan araştırmaysa, hastalığın süresinin hastanın antibiyotiklere olumlu tepki vereceği anlamına gelmediğini ortaya koydu.

Bununla birlikte uzmanlar, araştırmanın hiçbir sinüzit hastasının antibiyotiklerle iyileşemeyeceği anlamına gelmediğini vurguluyor.

Ancak yan etkileri ve bağışıklık sisteminin direncini düşürmesi nedeniyle her hastaya, özellikle de şikayetlerin başladığı ilk günlerde bilinçsizce antibiyotik yazılmaması gerektiğini belirtiyorlar.

Categories: antibiyotik, Sinüzit

Domuz Gribini Antibiyotik Bile Önliyemiyor !

Gereksiz yere ya da hekim tavsiyesi dışında kullanılan antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalarla enfekte olan hastaların yaşamını yitirebildiği bununla birlikte nezle, grip gibi hastalıklarda antibiyotik etkisiz kalıyor.
Gereksiz yere ya da hekim tavsiyesi dışında kullanılan antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalarla enfekte olan hastaların yaşamını yitirebildiği belirtildi.

Uzmanlar, antibiyotiklere karşı mikropların direnç kazanmaması için, hekim reçetesi olmadan bu tür ilaçların kullanılmaması gerektiğini ifade ederek, ”Eğer gereken çaba gösterilmez ise dünyayı antibiyotik öncesi dönemde insanları tedavi etmede yaşanılan sıkıntılar bekliyor” uyarısında bulundu.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Neşe Saltoğlu, 18 Kasım ”Antibiyotik Farkındalık Günü” dolayısıyla, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çeşitli hastalıkların tedavisinde kullanılan antibiyotiklerin gereksiz yere tüketilmesinin toplum sağlığı için önemli bir tehdit olduğunu söyledi.

Gereksiz ve uygunsuz antibiyotik kullanımının, hem ülke ekonomisine ciddi zarar verdiğine hem de antibiyotik direncinin ortaya çıkmasına neden olduğuna dikkati çeken Saltoğlu, ”Antibiyotik direncinin gelişmesi, antibiyotiklerin etkisiz hale gelmesi demektir. Bu ise hastalıkların tedavisi açısından çok ciddi bur durumdur. Dirençli mikroorganizmaların tüm dünyada yayılması ve antibiyotik yan etkilerinin görülmesi de cabasıdır” uyarısında bulundu.

Saltoğlu, antibiyotiklerin gerekmediği halde kullanılması ya da yetersiz, uygunsuz süre ve dozda alınmasının direnç gelişimine neden olduğunun altını çizerek, ”Antimikrobiyallere direnç, hem toplum kaynaklı hem de hastane enfeksiyonlarında giderek artan önemli bir sağlık sorunudur. Dirençli bakterilerle gelişen enfeksiyonlar, ciddi seyirli hasta oranlarının artması, tedavi başarısızlığı, hatta ölümle sonuçlanmaktadır” dedi.

Yeni bir antibiyotiğin geliştirilmesi ve kullanıma sunulmasının yaklaşık 10 yıl gibi bir zaman aldığını belirten Saltoğlu, ”Uygunsuz kullanımlar sonucunda ise antibiyotikler kısa bir süre sonra kullanılamaz hale geliyor. Günümüzde tüm antibiyotiklere dirençli mikroorganizmalarla enfekte olan hastalar bu nedenle yaşamlarını kaybediyor. Eğer gereken çaba gösterilmez ise dünyayı antibiyotik öncesi dönemde insanları tedavi etmede yaşanılan sıkıntılar bekliyor” diye konuştu.

”NEZLE VE GRİPTE ANTİBİYOTİK KULLANIMI ETKİSİZ”

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Saltoğlu, nezle, grip gibi viral enfeksiyonlarda antibiyotiklerin etkisiz olduğu için antibiyotik kullanılmaması gerektiğini vurgulayarak, ”Bilindiği gibi üst solunum yolu enfeksiyonların çoğunu soğuk algınlığı, nezle ve grip adını verdiğimiz hastalıklar oluşturmaktadır. Tüm bu hastalıklarda etkenler virüsler olduğu için antibiyotik tedavisi gereksiz ve etkisizdir” şeklinde konuştu.

Saltoğlu, şu bilgileri verdi:

”Toplum kaynaklı enfeksiyonlarda giderek artan direnç sonuçları mevcuttur. Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği Antibiyotik Direnci İzleme Çalışma Grupları sonuçları, önceki yıllarda bu sonuçları ortaya koymuştur ve direnç izleme çalışmalarını sürdürmektedir. Bunun dışında hastane enfeksiyonları izlemi ile ilgili çalışmalar ve Sağlık Bakanlığı Ulusal Hastane Enfeksiyonları Direnç İzlemi sonuçları da dirençli mikroorganizmaları ve bunlardaki antibiyotik direncini ortaya koymaktadır.”

”HEKİMLERE ANTİBİYOTİK BASKISI YAPILIYOR”

Prof. Dr. Saltoğlu, hasta ve hasta yakınlarının hekimlere antibiyotik yazması konusunda ısrarcı olduğunu belirterek, ”Hekime başvuran hasta sayısının yüksekliği, buna karşın zamanın kısıtlı olması, laboratuvar tanı koymada kimi zaman olanaksızlıklar, hastanın hekime antibiyotik yazması konusunda ısrarcı olması, mezuniyet sonrası eğitim programlarındaki konu ile ilgili bilgi eksiklikleri gibi pek çok faktör uygunsuz antibiyotik kullanımı ile ilgili sonuçlarda etkili olmaktadır” dedi.

Gereksiz antibiyotik kullanımının önemli bir nedeninin de hastanın hekime ulaşmadan çoğu kez eczaneye başvurarak antibiyotiği temin edebiliyor olmasından kaynaklandığını savunan Saltoğlu, ”Yurt dışında olduğu gibi ülkemizde de reçetesiz antibiyotik kullanımı yasaklanmalıdır. Antibiyotikler ateş düşürücü ilaçlar değildir. Bir veya iki doz kullanılıp hemen kesilmeleri uygun değildir” diye konuştu.

Türk Klinik Mikrobiyoloji ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Antibiyotik Direnci Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Neşe Saltoğlu, toplumun bu konuda bilgilendirilmesi, hastanın kendisine yazılan bir antibiyotiği neden kullanması gerektiğini sorgulayan bilince ulaştırılmasının uygunsuz kullanımı engelleyebileceğini sözlerine ekledi.

Kaynak:
Haber7.Com
AA

Antibiyotikler Zararlı Olabilir Mi ?

Antibiyotiklerin, dünya genelinde salgına yol açan A(H1N1) gribi başta olmak üzere, nezle ve grip tedavisinde etkili olmadığı, doktor tavsiyesi olmadan kullanıldığında yan etkiler gösterebiliyor.
Antibiyotiklerin, dünya genelinde salgına yol açan A(H1N1) gribi başta olmak üzere, nezle ve grip tedavisinde etkili olmadığı, bu hastalıklarda söz konusu ilaçların doktor tavsiyesi dışında kullanılması halinde yan etki ve direnç geliştiği bildirildi.

Sağlık Bakanlığı’nın, ”Avrupa Antibiyotik Farkındalık Günü” nedeniyle hazırladığı broşürlerde, akılcı antibiyotik kullanımı, antibiyotik direnci, nezle ve gripte antibiyotik kullanımının sakıncalarına dikkat çekildi.

Buna göre, özellikle A(H1N1) salgını için hastaların kendi kendine antibiyotik tedavisi uygulamamaları önerilirken şunlara dikkat çekildi:

-Antibiyotikler, A (H1N1) dahil olmak üzere virüslere karşı fayda sağlamaz, salgının ve diğer virüslerin başkalarına bulaşmasını önlemez.

-Yanlış sebeplerle örneğin grip için alınan antibiyotikler size hiçbir fayda sağlamaz, ishal gibi yan etkileri olabilir ve bakterilerdeki antibiyotik direncini artırır. Bunun sonucunda gelecekte antibiyotiğe ihtiyaç duyduğunuzda artık fayda sağlamazlar.

-Bakteriyel akciğer enfeksiyonları bir grip komplikasyonudur. Buna A(H1N1) enfeksiyonu da dahildir. Bu türden komplikasyon görülen hastalar yalnızca doktorları tarafından öngörülen uygun antibiyotik tedavisinden fayda görürler.

-Antibiyotik almadan önce her zaman doktorunuzun tavsiyelerine uyun.

Gribe yakalananlara şu durumlarda doktora başvurmaları önerildi:

-Belirli bir risk grubundaysanız,

-Astım, KOAH, şeker, kronik kalp ve böbrek ve kanser gibi hastalığınız varsa,

-Gebeyseniz,

-Ciddi belirtiler gösteriyorsanız, bunlarda iyileşme olmuyorsa ya da kötüleşme varsa.

ANTİBİYOTİK DİRENCİ NEDİR?

Antibiyotik direnci, bir antibiyotiğin belli bir bakteriyi öldürme veya çoğalmasını durdurma özelliğini kaybetmesi anlamına geliyor. Dirençli bakteri, antibiyotik karşısında hayatta kalarak çoğalmaya devam ederken, hastalığın daha uzun sürmesine ve hatta ölüme yol açabiliyor. Dirençli bakterilerin neden olduğu enfeksiyonların tedavisinde daha ciddi yan etkileri olabilen ve daha pahalı başka antibiyotikler kullanılıyor.

Dirençli bakteriler hastanın durumuna bağlı olarak idrar yolu, akciğer, cilt ve kan dolaşımı enfeksiyonlarına yol açabiliyor.

Dirençli bakteriler nedeniyle hastanede yatan hastalar, yatırılma sebeplerine bağlı olmayan dolaşım sistemi, cerrahi bölge ve kan dolaşımı, kalp kapağı enfeksiyonları açısından da risk altında bulunuyor.

ANTİBİYOTİKLERİN İLAÇ TÜKETİMİNDEKİ PAYI

Bu arada, 2008 yılının Eylül ayı ile bu yılın Eylül ayı arasında Türkiye’de toplam 243 milyon 826 bin 404 kutu antibiyotik satılırken, bunlar için 1 milyar 974 milyon 996 bin TL’lik harcama yapıldı.

Yine aynı dönemde Türkiye’de antibiyotiklerin genel ilaç tüketimi içindeki payı, bir çok gelişmiş ülkeden çok daha yüksek.

Antibiyotiklerin genel ilaç tüketimi içindeki payı ABD’de yüzde 3.3, Japonya’da yüzde 4.9, Fransa’da yüzde 3.7, Almanya’da yüzde 2.9, İtalya’da yüzde 6.1, İspanya’da yüzde 4, İngiltere’de yüzde 3.6, Kanada’da yüzde 2.8, Brezilya’da yüzde 7.3, Rusya’da yüzde 5.5, Avustralya’da yüzde 3.1, Hollanda’da yüzde 2.5, Yunanistan’da yüzde 4.5, Polonya’da yüzde 6.4, Portekiz’de yüzde 3.8, Türkiye’de ise yüzde 12.9.

Kaynak:
AA