Archive

Archive for the ‘cinsellik’ Category

Uyku Düzeni Cinselliği Etkiliyor

Uykunun cinsel sorunlar üzerindeki etkisi araştıran bilim adamları bu konuda önemli bilgilere ulaştı. Buna göre uyku düzeni, cinsel hayat üzerinde tahmin ettiğimizden daha çok etkiye sahip… Araştırmalarını uyurgezerlik ve uykuda seks bağımlılığı üzerine de yoğunlaştıran uzmanlar, uykudaki aşırı cinsel birleşme isteğinin beynin bazı bölümleriyle ilgili olduğunu gösteren sonuçlar buldular. Uzmanlar, erkeklerin cinsel birliktelikten hemen sonra uyuyakalmasının nedenini de tesbit ettiler.

Libido Uyarılıyor

Uyku sırasında çoğu insanın beyni çalışmaya ara verdiği halde uykuda seks bağımlılığı hastalarında, yemek yemek ve seks yapmak gibi basit ihtiyaçları kontrol altında tutan hipotalamus hızlanıp, libidoyu uyarıyor. Uyku esnasında eşlerin birbirlerine ne gibi tepkiler verdiği konusundaki araştırma sonuçları da ilginç. Buna göre eşle derin uyku halindeyken, eşlerden birinin diğerine refleks olarak sarılması (özellikle sarılan koca ise) kadınların doğasındaki yakınlık duyma ihtiyacı vücutlarını otomatik olarak temasa geçiriyor. Kısaca eşinize sokulduğunuzda vücudunuz ve beyniniz cinsel bir tepki veriyor. Çarpıcı bir sonuç da hipotalamusun, uyurken bile vücutsal temas da dahil olmak üzere tüm ihtiyaçlarımızı gözlemlediği.

İlkel Beyin…

Uyku sırasında vücudun hormon stoğu yapmak için bir çeşit ikmal mekanizması olduğunu vurgulayan uzmanlar, bu yüzden uykusuzluk çeken kişilerde, cinsel dürtü hormonu olarak da bilinen testosteron seviyesinin düşük olabileceğini belirtti. Buna rağmen bazı kadınların, uykusuz kalmaları sonucu sinirli oldukları ama cinsel olarak da aşırı uyarıldıkları saptandı. Araştırmayı yürüten uzmanlar bunun sebebi konusunda “O sırada beynin daha ilkel bir konuma geçmesi olabilir” açıklamasını yaptı.

Erkek Neden Uyuyakalır?

Erkeklerin eşleriyle cinsel birliktelikten hemen sonra uyuyakalmasına ise uzmanlar şu şekilde açıklama getirdi:
“Çünkü orgazm yaşamak bir erkeği yalnızca fiziksel olarak yormuyor, aynı zamanda vücudunda mutluluk ve uyku hissi veren bir hormon olan prolaktin birikmesine yol açıyor. Kadınlarda ise prolaktin kadar salgılanan oksitoksin hormonu da yakınlaşma ihtiyacını artırıyor.”

Formda Kalmanın Sırrı

Bu arada İngiltere’de 276 yetişkinle yapılan araştırmada, günde 8 saat uyku uyumayı alışkanlık edenlerin kilolarını korudukları, 8 saatten az uyuyanların ise kilo aldıkları saptandı. 6 yıl süren çalışmada ayrıca 8 saatten fazla uyuyanların da kilo aldıkları belirlendi. Çalışmada, 8 saatten az uyuyanların 6 yıl içinde 2 kilo aldıkları belirlendi. 8 saatten fazla uyuyanların ise 6 yıl içide toplam 1 buçuk kilo aldıkları ifade edildi. Araştırmaya başkanlık eden Jean- Philippe Chaput, uzun vadedeki çalışmanın, uykunun insan vücudundaki kilo ve yağ oranını nasıl değiştirdiğini saptadıklarını söyledi.

Categories: cinsellik, düzenli uyku, uyku

Bayanlara özel Viagra!

ABD’de testler son aşamada. Artık kadınlara özel Viagra da yolda. Fakat ne derece etkili olacağını önümüzde ki yıllarda daha iyi görebileceğiz.

ABD’nin Virginia Üniversitesi laboratuvarlarında, viagranın erkeklerdeki etkisine benzer bir etkiyi kadınlarda yaratabilen bir ilacın testlerine başlandı. Erkeklik hormonu testosteron yüklü LibiGel adlı merhem, sekse ilgilerini kaybeden kadınlarda libido patlamasına yol açıyor.

Virginia Üniversitesi, LibiGel’in seksüel istek bozukluğundan mustarip kadınlara reçeteli satışlarına önümüzdeki aylarda başlamayı hedefliyor.

Merhemi deneyecek olan yaşları 30-65 arasında değişen 25 kadının tamamının yumurtalıkları alınmış.

Bu bilgilerin ardından, “cinsel istek bozukluğu” tekrar tartışılması gereken bir mesele olarak göze çarpıyor. Tedavisinin daha çok psikolojik olduğu bu sorun, erkek ve kadınların önüne çoğu zaman özellikle çıkarılarak, ilaç satışlarının artırılmasının hedeflendiği söyleniyor. Bu türden satılık hastalıkların tıp dünyasında var olduğu gerçeğinden yola çıkılarak, bu hastalığın da satılık hastalıklardan biri olduğu ve ilacının üretildiği söylenebilir.

Öte yandan, merhemin 24 saat içerisinde etkisini gösteriyor olması nedeniyle, günün herhangi bir saatinde etkisini yoğunlaştırması halinde kadınların ne türden bir hissiyat ve davranış içerisine girecekleri tartışma konusu.

Genital Herpes: Seks ile bulaşıyor, sinsi ilerliyor

Cinsel yolla bulaşan Genital Herpes virüsünü taşıyan insanların yüzde 60’ı bu virüsü taşıdıklarından habersiz. Araştırmalara göre Türkiye’de virüsün görülme sıklığı yüzde 90’lara ulaşmış durumda.

Virüs insan vücuduna bir kez girdikten sonra hücreler içinde yaşamını sürdürerek değişik zamanlarda tekrar tekrar enfeksiyona yol açabilir. Cinsel anlamda aktif olan herkesi etkileyen Genital Herpes partnerden partnere kolaylıkla bulaşabilir.

Acı veren kaşıntılı kabarcıklar, genital bölgeyi etkileyen yumrular, döküntüler ve idrar yaparken duyulan ağrı, HSV tip 2’nin ilk başta görülen klasik belirtileridir. Hastalığa ateş, halsizlik, lenf bezlerinin şişmesi gibi belirtiler de eşlik eder. Ağrı, kabarcıklar ve kırmızı, içi sıvı dolu şişlikler şeklinde görülen bu belirtiler 10 ila 15 gün sürmektedir. Cinsel anlamda aktif olan herkesi etkileyen Genital Herpes, Herpes Simplex Virüs’ünün (HSV) neden olduğu bir virüs enfeksiyonudur. HSV tip 1 ve tip 2 olarak iki çeşittir. Özellikle tip 2 genital bölgeyi, anüsü, kalça bölgesini, tip 1 ise genellikle ağız, yüz ve dudakları etkiler.

HASTALAR VİRÜSÜ TAŞIDIKLARININ FARKINDA DEĞİL
HSV-2 ile enfekte olanların yüzde 20’sinde hiçbir işaret ve bulgu görülmez ve bu kişiler virüsün varlığından haberdar olmaz. Aynı şekilde enfekte olanların yüzde 60’ında bulgular o kadar hafif ve atipiktir ki, hastalar virüsü taşıdıklarını fark edemez. Hem genital hem de yüz herpesine sebep olan herpes simplex virüslerinin (HSV-1 ve HSV-2), dünya nüfusunun yüzde 50’sinden fazlasını etkilediği tahmin edilmektedir. Dünyanın bazı bölgelerinde 10 kişiden 8’i bu iki virüsten birini taşımaktadır. 2006 yılında yapılan bir araştırmaya göre Türkiye’de bu virüsün görülme sıklığı yüzde 90 oranında.

HSV tip 2’nin neden olduğu genital herpes hastalıkları ağızdan ağıza, ağızdan genital bölgeye ve genital bölgeden genital bölgeye temas yoluyla bulaşabilir. Hastalığın bulaşması için semptomların olması gerekmez; yani hastalık asemptomatik olarak seyrederken de partnerden partnere bulaşabilir. Virüs insan vücuduna bir kez girdikten sonra hücreler içinde yaşamını sürdürerek değişik zamanlarda tekrar tekrar enfeksiyona yol açar. Genital herpes, cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır ama bu rahatsızlığın tedavisindeki son gelişmeler, cinsel partnerlere geçme riskini azaltma yolunda çok değerli bilgiler sağlamıştır.

GENİTAL HERPES TEDAVİ YÖNTEMLERİ:
Antiviral Tedavi : Hastalığın alevlenmelerinin sıklığını, şiddetini ve süresini azaltmada çok etkilidir. Bu, alevlenme ilk ortaya çıkışında birkaç gün sürebilir. Alternatif olarak, alevlenmeleri önlemek isteyenler veya alevlenmeler arasındaki viral yayılmayı azaltmak isteyenler için, tedavi, birkaç ay veya yıl boyunca günlük olarak sürdürülebilir (baskılama tedavisi).

HASTALIĞIN YAYILMAMASI İÇİN…
Genital herpesi bulaştırma riskini azaltacak çeşitli yollar mevcuttur. Öncelikle, bir kişi herpes virüsü taşıyorsa bu bilgiyi partneriyle paylaşması önemlidir. Daha sonra çift hangi risk azaltma yöntemlerini kullanacağına birlikte karar verebilir. Virüsü bulaştırmayı önlemenin en iyi metodu, hastanın bulgular ortaya çıkmışsa cinsel temastan kaçınmasıdır. Bulaştırma riskini azaltmada olası iki strateji daha vardır. Birincisi, herpesin bulaşma riskini yüzde 50 azaltan lateks prezervatif kullanımıdır. Hiçbir bulgunun görülmediği durumlarda da enfeksiyonun geçmesi olası olduğundan (bu asemptomatik saçılma olarak bilinir), arada bir kullanmak yerine tüm cinsel aktivitelerde prezervatif kullanımı daha etkilidir. İkinci yaklaşım baskılayıcı antiviral tedavidir (Yılın belli ayları boyunca süren bir dönemde uygulanan sürekli günlük tedavi).

HAMİLELİKTE GENİTAL HERPES
Genital herpesi olan kadınların hamile kalmaması ve başarılı bir doğum yapmaması için hiçbir neden yoktur. Özellikle annede hamile kalmadan önce veya gebeliğin erken evrelerinde genital herpes belirlenmişse, yeni doğan bebeğe enfeksiyonu bulaştırma riski düşüktür. Eğer anne genital HSV virüsünü gebeliğin son üç ayında alırsa, bebeklerdeki neonatal herpes riski en yüksek düzeye ulaşır. Bunun nedeni yeni enfekte olmuş annenin virüse karşı yeterli antikor üretememiş olması ve böylece bebek için doğum öncesi ve sonrasında az doğal korunma oluşmasıdır.

Genital HSV enfeksiyonu genellikle aktiftir ve böylece doğum sırasında virüs doğum kanalında mevcut olacaktır. HSV enfeksiyonuyla gebeliğin son döneminde karşılaşıldığı durumlarda dahi, uzmanlar, sezaryen ile doğum önermek gibi ve/veya antiviral tedavi reçete etmek gibi bebeği koruyucu önlemler de alabilir. Genital herpesi olan tüm hamileler veya hamileliği planlayan kadınların, aile doktorları ve kadın-doğum uzmanları ile görüşmesi gerekmektedir.

Seks hakkında bilmek istediğiniz herşey

“Ne nedir, neden olur? Peki niye öyledir?” gibi seksle ilgili sorularınız mı var? İste sorularınızın yanıtları. Aklınızda soru işareti kalmasın!

Cinsel yaşam, insanlığın en karanlık kalan yanlarından biri. Utanç duygusuyla korkuların birleşimi, cinselliğin her tür gerçek dışı söylentiyle birleşmesine neden oluyor. Kulaktan dolma bilgiler, uydurulmuş öyküler, cinsellik bir sır gibi fısıldandığı sürece, gerçeğin yerini alıyor.

İşte size gerçek bilgiler… Belki, merak edip soramadığınız, belki yalan yanlış bilgiler yüzünden yanlış bildiğiniz soruları derledik.

G noktası nerededir?
Yüzyılın en önemli keşiflerinden birinin adı “G noktası”. 1940 yılında Alman jinekolog Dr. Ernst Granfenburg tarafından adı konulan bu nokta, daha doğrusu alanın, kadının en erojen bölgelerinden biri olduğu iddia ediliyor. Vajina duvarında, yaklaşık 5 cm derinlikte bulunan ve bir noktadan çok bir alan diyebileceğimiz G noktasının orgazmı kolaylaştırdığı söyleniyor. Niye bir söylenti gibi aktardığımıza gelince; bu bölgeyi bulmak için, Kristof Kolomb’un Amerika’yı keşfederken harcadığı enerjiyi gözden çıkarmalısınız. Çünkü, Kutup Yıldızı’nın gökyüzündeki yerini bilmeniz, onu her gece gökyüzünde görebileceğiniz anlamına gelmez. Partnerinizle birlikte bu duyarlı bölgeyi bulmak için çeşitli pozisyonlar deneyebilirsiniz.

G noktası sadece kadınlara özgü bir erojen bölge midir?
Erkek de kadının uyarıldığı bölgelerden uyarılabilir. Örneğin göğüs uçları, kulak içleri, ense, kadında da erkekte de ortak erojen bölgelerdir. Erkeklerde, kadınlardaki G noktasına karşılık gelen bölge, testislerle anüs arasında bulunur. Erkeklerin G noktasını bulmak kolaydır. Ancak, çoğu zaman erkekler anüslerine yakın dokunulmasından hoşlanmadıklarından, buna izin vermeyebilirler.

Penis, gerçek büyüklüğüne ne zaman ulaşır?
Erkek cinsel organları, 17 yaşında normal büyüklüğüne ulaşır. Erkekler, 10-13 yaşlarıda ergenlik dönemine girdiklerinde, penisleri de diğer organları gibi, gelişmeye ve büyümeye devam eder. Bu büyüme 17 yaşına gelinceye kadar sürer. Bir erkeğin ergenliğe girmesiyle, cinsel gelişimini tamamlaması aynı şey değildir.

Penisin normal büyüklüğü nedir?
İşte erkeklerin daha çok küçük yaşlardan itibaren cevabını aradıkları can alıcı bir soru. Bu normal ölçü arayışının başlıca sebebi, bu çıtanın altında mı, yoksa üstünde miyim kaygısı. Bu sorunun cevabı “Partnerini mutlu eden penis, normal penistir” diye verilebilir. Bütün penisler erekte olduğunda uzar. Ancak, daha matematik bir cevap istiyorsanız, 13-15 cm kadar diyebiliriz. Şimdiye kadar tıbbi kayıtlara geçen en uzun penisin 33,5 cm uzunluğunda ve 15 cm çapında olduğu belirtiliyor. Şunu söyleyelim; çok büyük penis insana sadece problem getirebilir. Neden derseniz; 1. Vajinadan daha uzun ve geniş bir penis, acı verebilir. 2. Penis büyüdükçe, ereksiyon zorlaşır.

Uzunluk mu önemlidir, genişlik mi?
Siz söyleyin, hangisi? Erkeklerin uzun penis takıntısını boşverin. Bakın Seks Terapisti Julie Gole ne diyor:
“Eğer ideal bir penis tasarımı yapabilseydik, bu kapı tokmağı gibi, “kısa ve kaim olurdu.”

Prezervatif kullanırken bebek yağı kullanılmalı mı?
Kayganlığı arttırıcı yağlar prezervatifi olumsuz etkileyebilir. Yağ bazlı vazelin, el kremi, dudak parlatıcısı, ruj gibi maddeler, prezervatifi zayıflatabilir. Bu tip ürünler kullanmak yerine özel hazırlanmış ve prezervatifle kullanılabileceği belirtilmiş maddeler kullanın. Ya da ön sevişme süresini uzatın.

AIDS, oral seksle bulaşır mı?
Olabilir. HIV virüsünün bazı vücut sıvıları ve kanla bulaştığı herkesçe biliniyor. Oral seks sırasında ağzınızın içindeki mikroskobik kesikler, dişetlerinizdeki küçücük bir yara virüsün vücudunuza girmesine neden olabilir. Sadece HIV değil, herpes virüsü ve pek çok cinsel hastalık, oral seks sırasında bulaşabilir.

Regl döneminde seks güvenli midir?
Hayır. Hamile kalabilirsiniz. Yoksa siz vajina içinde spermin 5 gün boyunca canlı kalabileceğini hâlâ öğrenemediniz mi? Regl döneminin tehlikesiz olduğunu düşünüp hamile kalmak çok acı bir sürpriz olabilir. Unutmayın, bazı kadınlar, cinsel ilişki sırasında bile yumurtlayabilirler!

Bazen seks neden acı verir?
Vajinal sıvının yeterli olmadığı durumlarda, eğer bir kayganlaştırıcı da kullanmadıysanız, doğacak tahrişlerden ötürü seks acı verebilir. Seks sonrası küçük ağrılar genellikle problem yaratmayacak cinstendir. Ancak, ağrı sürekli hale geliyorsa ve her birleşme sırasında ve sonra yineleniyorsa, mutlaka doktora görünün. Çünkü bu tip ağrılar vajinal kistlerin ve yaraların habercisi olabilir. Birleşme sonrası kaşıntı ve tahriş yaşıyorsanız, belki de meni alerjiniz vardır. Siz siz olun, işinizi şansa bırakmayın ve doktora görünün.

Klitoris seksten sonra neden hassaslaşır?
Klitoris, bir aysberge benzer… Yani göremediğiniz tarafları, gördüğünüzden çok daha fazladır. Erkeklerdeki penise benzer bir yapısı vardır. Seks sırasında içindeki kılcaldamarlar kanla dolar. Dokunulmaya karşı duyarlılığı artar.

Orgazm sonrası kendimizi neden daha iyi hissederiz?
Orgazm, damarlarımızdaki kan akışını hızlandırır ve dolaşımı canlandırır. Meditasyon kadar etkili bir rahatlama yöntemidir. Bungee Jumping yapmış birinin yere ayak bastığı andaki rahatlama hissini düşünün. Orgazm, biraz da buna benzer.

Menide kalori var mı?
Evet. Bir boşalımlık menide yaklaşık 25 kilojul vardır.

Neden meni bazen koyudur?
Eğer partnerinizin menisi koyuysa buna sevinin. Çünkü bilin ki, kendisini size saklamıştır. Erkeğin ilişki sıklığına bağlı olarak menisinin kıvamı değişir.

Kadınlar da boşalır mı?
Bu da çok tartışılan ve cevabı çok merak edilen bir konu. Kimilerine göre kadınların yüzde 40”ı erkekler gibi boşalıyor. Ancak, bunun normal vajina sıvısı mı, yoksa G noktasının orgazma katkısı mı olduğu konusu henüz kesin değil. 1988 yılında Slovakya’da yapılan bir araştırmada, kadınların G noktalarına baskı uygulanmış, sonuçta bazı kadınlarda bir boşalma görülmüş.

Neden penis bazen yana yatar?
Bazı durumlarda erekte olmuş penislerin, bir tarafa doğru yattığı görülür. Bu normal bir durumdur. Penisler de tıpkı diğer organlar gibi, her insanda farklı özellik gösterir. “Peyronie”s disease” adı verilen ve peniste nedeni belli olmayan hücre çoğalmasına sebep olan ağrılı bir hastalık da penisin çarpık durmasına neden olabilir.

Penis kırılabilir mi?
Evet. Ereksiyon halindeki bir penis, baskı altında kırılabilir. Çok ağrı verici olan ve doktor müdahalesine gerek duyulan bu durum, erkekler için çok ciddi bir sorun olabilir. Bu tatsız durumu yaşamamak için, dikkatli olmak da fayda var.

Erkekler orgazm taklidi yapar mı?
Evet. Ereksiyon olması ille de boşalacağı anlamına gelmez. Hatta belki başı ağrıyordur çok yorgundur ya da havasında değildir. Sadece sizi kırmaktan çekindiği için sizi geri çevirememiştir. Orgazmdansa orgazmı taklit etmeyi tercih edebilir.

Seks sırasında komik sesler mi çıkıyor?
Evet, kimi zaman böyle şeyler olabilir. Hatta gaz kaçırmak bile mümkün. Bunu seksin doğal sürecinin bir parçası olarak kabul edebilirsiniz.

İspanyol seksi nedir?
“French Kiss”ten sonra bu da ne oluyor?” demeyin. Çok özel bir tarafı yok. Normal bir ilişkiden farkı, erkeğin, kadının göğüsleri üzerine boşalması. Her duruma isim takmak ve bir millet patenti vermek isteyenlerin koyduğu öylesine bir isim kısacası.

Penis neden mavileşir?
Yüzüstü pozisyonda, penise daha fazla kan gitmesi, penisin mavileşmesine neden olabilir. Boşalma sonrası ya da ereksiyonun sona ermesi halinde, penis tekrar gerçek rengine döner. Eğer çok rahatsız oluyorsanız bakmayın. O rahatsız oluyorsa, bir doktora görünsün. En azından içi rahat eder.

Yatak Odasında Çocuğuma Yakalandım Ne Yapmalıyım

Cinsel ilişki sırasında çocuklarına yakalanmak herhalde bir anne-babanın yaşayabileceği en talihsiz durumlardan biridir. Böyle bir durumda hem anne-baba utanır, ne yapacaklarını bilemezler. Peki ne yapmalılar.
Cinsel Sağlık Enstitüsü Derneği (CİSED); anne-babaların yüzleşmekten kaçındığı bu sorunla ilgili çarpıcı bir konuya değindi.

Çocuk sahibi olduktan sonra çiftlerin cinsel hayatlarında yeni düzenlemeler yapmaları gerektiğini söyleyen CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe şöyle devam etti:

“Çocuk sahibi olduktan sonra çift, cinsel ilişki sırasında çocuğa yakalanma korkusu nedeniyle cinsel hayatını eskisi gibi özgürce yaşayamaz. Özellikle ev küçükse ve anne-baba çocukla aynı odayı paylaşıyorsa, anne-babanın başbaşa kalması ve cinsel ilişki kurması iyice zorlaşır. Ancak çiftin ruhen ve bedenen sağlıklı bir ilişkiyi sürdürebilmesi için de cinsellik gereklidir. Bu nedenle çift çocuğu uyuttuktan sonra cinselliği yaşamak ya da çocuğu arada bir onunla bir kaç saat ilgilenebilecek güvendiği bir akrabaya bırakmak gibi çözümler üretebilir.

Anne-babalar çocuklarıyla cinselliği konuşmaya çekinmemeli

Cinselliğin hala ayıp, yasak ve günah olarak algılandığı ve rahatça konuşulamadığı toplumumuzda anne-babaların da çocuklarıyla cinsellik hakkında konuşmaya çekindiklerini belirten CİSED Genel Başkan Yardımcısı Psikolog Gülüm Bacanak; “Cinsel kimliğin temellerinin atıldığı dönem 3-5 yaş arasıdır. Bu dönemde çocukta cinselliğe karşı bir merak başlar ve anne-babasına cinsel organıyla ya da çocuğun nasıl dünyaya geldiği ile ilgili sorular sorar. Çocuğun bu meraklı soruları karşısında anne-babalar ne cevap vereceklerini bilemezler; ya çocuğa kızarlar, ya duymazdan gelirler ya da “seni leylekler getirdi”, “cami avlusunda bulduk” gibi gerçek olmayan hikayeler uydururlar. Oysa ki çocuklara yaşlarına uygun olarak anlayabilecekleri şekilde gerçekleri anlatmak gereklidir, böylece çocuk cinselliği normal ve doğal bir olay olarak algılayacak ve ileride cinsel sorun yaşama ihtimali azalacaktır.” dedi.

Çocuklarla cinsellik nasıl konuşulmalı?

Çocuğun yaşına ve düzeyine göre cinsellikle ilgili temel bilgilerin verilebileceğini söyleyen CİSED Genel Sekreteri Psikolojik Danışman Fatoş Ayrık ise şöyle konuştu:

“Anne-babalar çocuklarının cinsellikle ilgili sorularına seksi nasıl anlatacaklarını bilemediklerinden ve utandıklarından yanıt veremiyorlar. Oysa ki cinselliği konuşmak seks konuşmak demek değildir, kız ve erkek arasındaki farklar, cinsel gelişim ve bebeklerin nasıl dünyaya geldiği gibi konular yaşına uygun bir şekilde çocuklara anlatılabilir. Çocukların sorularına onların anlayabileceği şekilde, tatmin edici yanıtlar verilmelidir. “Anne-baba birbirini sevdiği için birlikte yatar ve daha sonra çocuk olur.” “Birbirini seven iki insan sevgilerini sarılarak ve öpüşerek gösterir.” gibi ifadelerle cinselliği sevgiyi ifade etmenin bir şekli olarak anlatmak, çocuğun cinselliğe karşı sağlıklı bir yaklaşım geliştirmesine ve ileride sağlıklı bir ergen olmasına yardımcı olur.”

Çocuğumuz bizi yatakta yakalarsa ne yapmalıyız?

Anne-babanın başına gelebilecek en talihsiz durumlardan birinin cinsel ilişki sırasında çocuklarına yakalanmak olduğunu ifade eden CİSED Genel Başkanı Dr. A. Cem Keçe; “Çocuklarına cinsel ilişki sırasında yakalanmak çok sayıda çiftin başına gelebilen bir durumdur. Bu durum anne-baba için zordur ama çocuk için daha da zordur, çocukta ciddi bir ruhsal travma yaratabilir. Çünkü çocuk eğer yaşı da küçükse gördüğünü anlamlandıramayabilir ve babasının annesine kötülük yaptığını düşünüp babaya düşman olabilir. Eğer çocuğunuza cinsel ilişki sırasında yakalanırsanız, onun yaşını göz önünde bulundurarak ve o an nasıl bir cinsel ilişkiye tanık olduğunu ve neyi ne kadar gördüğünü de dikkate alarak bir açıklama yapmak gereklidir.

Bu konuyu görmezden gelmek ya da yok saymak doğru olmayacaktır. Çocuk üç yaşından küçükse belki gördüğünü anlamayabilir ve üzerinde durmayabilir, ancak büyük çocuklara mutlaka bir açıklama yapılması gereklidir. Anne-babanın birbirine sevgisini bu şekilde gösterdiği, soyunup birbirlerine sarılmaktan hoşlandıkları ve bunun yatak odasında yapılan anne-babaya özel bir eylem olduğu söylenebilir. Böylece çocuğun da anne-babanın odasına izinsiz girmemesi gerektiği de vurgulanmış olur. Anne-babasını yatakta yakalayan bir çocuk korku, şok gibi duyuları yaşayabilir durgunlaşabilir, suskunlaşabilir ve anne-babaya karşı güvenini kaybedebilir. Bu durumda bir uzmandan yardım almak en doğrusu olacaktır, çünkü yetişkinlikte yaşanan birçok cinsel sorunun temelinde çocukken anne-babayı cinsel ilişki sırasında görmek ya da yan odadan onların seslerini duymak gibi travmatik olayların varlığını görmekteyiz.” dedi.

Kaynak:
Haber 7

Cinsel Sorunu Olanlara 18 Öneri

Uzmanlar, cinsel sorunların ortaya çıkmasında, psikolojik faktörlerin önemli ölçüde rol oynadığını söylüyor. Şifalı bitkiler, stres nedeniyle cinsel isteksizlik yaşayanların imdadına yetişiyor.
İşte cinsel gücü artıran en etkili bitki ve 18 doğal afrodizyak…

Bitki çayları: Vücuttaki sıvıların akışını hızlandıran bitki çayları içilince, kan dolaşımı hızlanır, tutkularda ve heyecanlarda artış olur. Enerji seviyesini de yükselten bitki çayları seks yaşamını canlandırır.

Ginseng: Binlerce yıllardır Çin’de ilaç yapımında kullanılan ginseng; hormonal sistemi uyarır, erken yaşlanma sürecini yavaşlatır ve göz ardı edilemeyecek güçler verir.

Rezene: Bilinen en eski afrodizyaklardan olan rezeneden her gün bir parça alınması cinsel gücü artırır. Rezenenin tohumundan çay da yapılarak içilebilir.

Lavanta: Salata ve yemek soslarına konan birkaç damla lavanta, seks hayatını güçlendirir.

Karanfil tanesi: Doğal afrodizyakların en güçlülerinden biri olan karanfil tanesi, yorgunluğa da iyi gelir.

Haşhaş Tohumu: Cinsel performansı artırır.

Polen: Son yıllarda afrodizyak olarak kullanılan polenin yapısında, belli ölçüde testosteron ve diğer cinsiyet hormonları bulunuyor. Ayrıca içerisinde birçok vitamin mineral ve amino asit bulunur.

Zencefil: Yüzyıllardır duyguları harekete geçirmek için hazırlanan içkilerin karışımında kullanılan zencefil, insanı daha ateşli yapar. (Kanı sulandıran ilaç kullananların dikkatli olmaları gerekiyor. Ayrıca, fazla tüketildiğinde de bağırsakları rahatsız eder.) Yemeklerde bahart olarak kullanılabilir. Balla karıştırılıp yenebilir. Bir hafta veya 10 gün kadar kullanılmalıdır.

Tarçın: İştah açıcıdır. Sinirsel rahatlık veren bir kokusu vardır. Gaz söktürücü ve antiseptik özellikleri vardır. Afrodizyak olarak da kullanılabilir. Kışın içilen bitki çaylarına konulabilir. Tarçın yağı hoş kokusundan dolayı masaj yağı olarak da kullanılabilir.

Hardal: Cinsel bezlerin işleyişini hızlandırır.

Yasemin: Likörleri kokulandıran, harika kokulu yasemin çiçeği, etkili bir uyarıcıdır.

Süsen: Süsen kökü tozu, her iki cins için de güçlü bir afrodizyaktır.

Meyan Kökü: Meyan kökünden elde edilen toz, maden suyu ile karıştırılınca kadınlar için çok etkili bir afrodizyak haline gelir.

Vanilya: Merkezi sinir sistemine etki ederek kokusuyla uyarıcı etki yaratır.

Roka: Bolca demir ve C vitamini içeren roka, alyuvarlar için iyidir. Ayrıca, cinsel gücü de artırır.

Maydanoz: Yemeklere lezzet katan maydanoz, cinsel yaşama da lezzet katar.

Kekik: Güçlü etkileri olan kekik, özellikle erkeklerde uyarıcıdır.

Arı Sütü: Cinsel bezleri geliştiren arı sütünün etkileri, kısa zamanda hissedilir.

Kaynak:
(Bugün)