Archive

Archive for the ‘Garnitür’ Category

YILBAŞI HAZIRLIKLARI – NANE LİKÖRLÜ ELMA TATLISI

Pazar günü Sinemciğimin ev sahipliğinde çok keyifli bir öğleden sonra geçirdik. Bizi evindeki sımsıcak ortamla karşıladı. Yılbaşının umudu ve coşkusu evine o kadar yansımıştı ki fotoğraf makinamı elimden düşüremedim, tabii sırf ben değil. Fotoğraf konusunda daha çok şey öğrenmem gerektiği bir gerçek. Ben tarif vereyim, fotoğrafa Burcu’dan bakın 🙂

Yılbaşı hazırlıklarına henüz ben malesef girişemedim. Bu ara pasta, kurabiye işlerine o kadar daldım ki evime sıra gelmedi, bu da beni son derece rahatsız ediyor. O yılbaşı ağacının ışıklarını gece seyretmekle müthiş bir huzur buluyorum çünkü.

Sinoş’un masası tek kelime ile kusursuzdu. Çay ve şarap ikramını, tatları kadar sunumları ile de aklımızda kalan güzel yiyeceklerle yaptığı açık büfesinde yılbaşı sofralarımız için de fikir verebilecek alternatifler bulunuyordu.

  • Somon ve avakadolu minik dürümler

dürüm

  • Fıstıklı ve Üzümlü Kıymalı Börek (Hem yufka hem milföy kullanılmıştı)
    kiymali borek
      • Mercimek Salatası

      mercimek

      • Peynirli ve Zeytinli Çörekler

      Ve bunların dışında;

      soframızı renklendirdi..

      Ama bir tat vardı ki bunu merak edeceğinizi bildiğim için tarifini aldım ve şimdi yayınlayacağım 🙂

      Yılbaşının renklerini tüm ahengiyle sergileyen bu tatlının ne kadar hafif ama ne kadar lezzetli olduğunu ancak yediğinizde anlayabilirsiniz diyebiliyorum.

      Ben alkol tüketmeyi sevmeyen biri olmama rağmen içindeki nane likörü beni hiç rahatsız etmedi.

      NANE LİKÖRLÜ ELMA TATLISI

      <

      Malzemeler:

      • 10-12 adet yeşil elma
      • 1 şişe nane likörü
      • 3-4 yemek kaşığı toz şeker
      • Kaymak
      • Nar

      Elmaların kabukları soyulur ve ortasındaki çekirdek, elmaya hasar vermeden soyucu aleti ile çıkartılarak, elmanın içinde bir delik açılır.

      Elmalar tencereye oturtulur (geniş bir tencere kullanılmalı) ve üzerlerine 1 şişe nane likörü dökülür. 3-4 yemek kaşığı toz şeker de serpilir ve tencerenin kapağı kapatılarak elmalar yumuşayıncaya kadar pişmeye bırakılır.

      Pişen elmalar, nane likörünün verdiği renkle yeşile döner.

      Soğuyan elmaların ortalarına kaymak doldurulur ve narla servis edilir.

      Nasıl ama , şu ahenk kendisine hayran bırakmıyor mu?

      Yılbaşı coşkusu sarsın heryeri.. İçimiz umut dolsun !


      Afiyetle,

      KARNIBAHAR GRATEN & BEŞAMEL SOS

      Dün, gazetede yemek pişirmeyi bilmekle ilgili bir yazı okudum. Hürriyet gazetesi yazarı Arman Kırım, bu haftaki yazısına şu cümle ile başlamış ..

      “Yemek yapmaya özeniyorsanız önce teknik öğrenin.”

      Kesinlikle bu cümleye katılıyorum. Bazen etrafımdaki kişiler bana, bu yaşta nasıl (yaşımı da küçük gördüğümü anlamışsınızdır) 🙂 bu kadar çeşitli yemek bildiğimi sorarlar. Haa tabi bu soruyu soranlar pek yemek yapmayı bilmeyen dostlarımdır 🙂

      Yemek yapmayı bilmek, tamamen bir kimya dersi gibi gelir bana çoğu zaman. Yan yana güzel duran temel öğeler vardır, bunlara ilaveler yaparsın.. başka bir yemek çıkıverir ortaya. İşte Arman Kırım’ın dünkü yazısı tamamen bu görüşümü destekler nitelikteydi. Yazıda geçen şu cümleye dikkat !

      “Eğer belli başlı pişirme tekniklerini bilirseniz , yemek yapmanın ne kadar kolay olduğunu şaşırarak keşfedersiniz.”

      Tabii el marifeti, lezzeti işin sırrı ama teknik bilerek yemek yapabiliyorum demek mümkün. Gerisi güzel yemek yapabiliyoruma gidiyor artık …

      Arman Kırım o kadar şiirsel anlatıvermiş ki işte bu kadar kolaaaayyyy diyiveriyorsunuz içinizden 🙂 Ama hakikaten korkulacak bir şey yok, sadece ilk başta biraz dikkat gerekiyor. Tıpkı herşeyi bilme evresine geçene kadar yaptığımız gibi. İşim nedeniyle aldığım bir eğitim esnasında eğitimcimizin belirttiği bir şey vardı: İnsan bir şeyi öğrenmeye başladığında önce her ayrıntısına dikkat eder, aklında sıralar. Onu yaptım mı , bunu yaptım mı… Şimdi sırada bu var .. gibi gibi..

      Ama sonra yavaş yavaş beyin öğrenmeye başlar, daha az tekrar ve sıralama ihtiyacı duyarsınız.

      En son evrede ise beyin bilir. Hareketleriniz siz düşünmeden oluşmaya başlar. Tıpkı araba sürerken vites değiştirir gibi.

      İşte yemek yapmak da öyle olsa gerek. Önce temel yemekleri dahi tarife bakarak yaparız, sonrasında ise artık evde ne malzeme varsa onunla yapmaya başlarız, değil mi?


      Engin’in doğumgününde ben de evde ne varsa metodu ile karnıbahar graten yaptım.

      Malzemeler:

      • 7-8 çiçek karnıbahar (artık pazarlarda bütün olarak değil, çiçekleri ayrı ayrı da satıyorlar. Ben bir bütün alıp yarısını kıymalı yemek yapmıştım, kalanları değerlendirdim.)

      Beşamel Sos :(yaklaşık 1 büyük kase sos elde ediliyor)

      • 2 tepeleme yemek kaşığı tereyağ (margarin de kullanılabilir)
      • 2 yemek kaşığı (silme) un
      • 2 su bardağı süt
      • tuz, karabiber

      Üzeri için,

      • Rendelenmiş kaşar peynir

      Karnıbaharları öncelikle haşlıyoruz. Burada kıvamı iyi ayarlamak gerekir. Çok yumuşak olmamasına dikkat etmeliyiz.

      Beşamel sos için çelik tencereye (teflonda iyi sonuç alamayabilirsiniz) yağı koyup eritiyoruz. Eriyen yağın üzerine unu ilave edip, kısık ateşte kokusu çıkana kadar kavuruyoruz. Sonrasında sütü yavaş yavaş ilave ediyoruz. (Tamamını dökmeden önce kıvamını kontrol etmemiz iyi olur. ) Tuz ve karabiberi ilave edip muhallebi kıvamına gelince ocaktan alıyoruz. (Bu aşamada bazen bir yumurtanın sarısını katıp, mikserle bir iki dakika kadar çırpabiliriz, daha sarımtırak ve yoğun bir sonuç veriyor)

      Fırın kabımıza haşladığımız karnıbaharları dizip üzerlerine tuz ve karabiber serpiyoruz. Hazırladığımız beşamel sosu karnıbaharları iyice kapatacak şekilde döküp, son olarak üzerine rendelenmiş kaşar peynir serpiyoruz.

      Önceden 180 derecede ısıttığımız fırında üzerleri kızarana kadar pişiriyoruz.

      Madem teknik dedik..Aynı yöntemle patates, kabak, havuç, brokoli gibi sebzelerle de lezzetli sonuç alabilirsiniz.

      Afiyetle,